menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tankımız 82 yaşında olacaktı! Kırıkkale 43 darağacına

12 1
18.11.2025

Sanki size tank yapın diyen oldu, al maaşını otur kenarda. Yok plan, proje; yok bina, para; iş açacaklar başımıza!

eni silahlar, yeni cihazlar, tanklar toplar… 29 Ekimlerde bunları şov malzemesi yapıyoruz da nazara gelmeyelim sonra. Malum iyi hatıralarımız yok bu hususta.

Devrim arabasını biliyorsunuz, deryaları geçip derede boğuldu, sen tut 13 bin altın harca otomobil yap, on üç kuruşluk benzini koyma, en olmayacak şey geldi başına.

Şakir zümre resmigeçitlerin gülüydü, söndü gitti bir anda. Bin kiloluk bombalar yapan, tatbikatlarda başa oynayan ve ihracat rekorları kıran firma soba imalatına döndü sonunda.

Junkers desteği ile ivme kazanan İngiliz Havilland ile düze çıkan ve ihracat yapan tayyare fabrikası çatal kaşık ve kuluçka makinesi imalatına… Olacak şey mi ya?

Vecihi Hürkuş’u elimizle boğduk, Nuri Demirağ’ı ona keza...

Yeryüzünün en tesirli on tabancasından birini (Killigil) yapan Nuri Paşa’nın silah fabrikası ise külliyen berhava.
Bunlara kenarından köşesinden muttalisiniz, kulağınız aşina.

Öyleyse az bilinenleri yazalım, düşmeyelim tekrara

1908 İzmir doğumlu Selâhaddin, Balkan Savaşı ile Harb-i Umumi’de amcalarını, dayılarını ve eniştelerini kaybeden bir asker çocuğudur. Ankara Türkeli Numune Mektebinde tahsile başlar. Konya Mekteb-i Sultanisinde orta okur, İzmir Erkek Lisesinden mezun olur. İstanbul Mühendislik Mektebinde (İTÜ) okurken İmalat-ı Harbiye imtihanını kazanır, Almanya-Karlsruhe’ye yollanır.

Önce makinelere heveslidir ama bakar ki asıl eksiğimiz malzeme tarafında. Aachen’de metalurji mühendisi olup çıkar (1932).

Türkiye’de ikinci bir metalürji mühendisi yoktur onu imalata hazırlanan Kırıkkale tesislerine alırlar.

Yokluk yılları. İşçiler çıkın taşır yanında. Selâhaddin Bey bir yemekhane kurmak ister ama ne hal vardır, ne de mezbaha. Olsun arazi çoktur, bir tarafa sebze eker bir tarafa koyunları salar. Karınlarını ürettikleri ile doyurur, şükrederler Allah’a.

1932’de ilk yerli ray imal edilir ama Devlet Demir Yolları Kırıkkale’ye itibar etmez asla. Hatta “çürüklüğünü ispat için” İsviçre’ye teste yollar. Bakın şu işe ki, bizim raylar Almanlarınkinden sağlam çıkar. İyi de tesis, uzun süredir boşta! Amaaan kimin umurunda? Tek parti kafası işte, çelme takan takana!

1934-35 arası İtalya saldırganlaşır, gider Habeşistan’ı işgal eder ki aynı şeyi bize de yapabilir pekâlâ. Bu yüzden barut, fişek, tüfek üretirler, tesisin adı MKE olur o günden sonra.

Selâhaddin Bey’in Karabük Demir Çelik’te de çok emeği var, temelleri kürekle kazar, hafriyat toprağını merkeple taşırlar.

Nihayet kömürle cevheri buluşturur ilk pik demiri alırlar. 1939’dan itibaren memleketin ray ihtiyacını Kardemir karşılar.

Memleket sanayii adına çöldür, kalıp kumunu bile kendileri yapar.

Pes etmez, çalışırlar. Tayyare çeliği, kalem çeliği, paslanmaz çelik, krom-vanadyumlu ve molibdenli, sıcak iş çelikleri, volframlı, yüksek hız çelikleri gibi 150 çeşit mal sunarlar. Üstelik birilerinden yardım........

© Türkiye