İznik Konsili’nin Yıldönümü Üzerinden Propaganda ve Siyaset
İznik Konsili Üzerinden Propaganda ve Siyaset
14 Haziaran 325’te Roma İmparatorunun talimatıyla toplanan İznik Konsili, tarihi bakımdan önemli bir dönüm noktasıdır. Hazret-i İsa’dan sonra Havariler yeryüzüne dağılarak hak dini yaymaya çalışmışlar; kısa zamanda yakın coğrafyada farklı etnik gruplardan insanlar bu dine katılmışlardır. Pagan gelenekten gelen Roma İmparatorluğu engellemek için baskı, işkence ve katliamlar yapmış, sonuç alamayınca Hristiyan olduğunu ilan ederek Vatikan’ı bu inancın merkezi yapmıştır.
Vatikan, Hristiyanlığın merkezi olunca Roma İmparatorluğu bünyesinde yer alan Antakya, Kayseri, İznik, İstanbul (Fener) gibi merkezler de bir şekilde Vatikan’a bağlanmak zorunda kalmıştır. Yaklaşık üç asır boyunca başta yaratıcı ve peygamberin mahiyeti olmak üzere İncil metinleri üzerinde ve itikadi mevzularda tartışmalar sürüp gitmiş, yüzlerce incil olduğu iddia edilen metinler ortaya çıkmıştır. Antakyalı Airus ve diğer birçok önde gelenler, tevhit esasını savunurken Roma, Yunan kökenliler tesliste ısrar etmişlerdir. Bu süreçte birçok ara veya uzlaştırmacı görüşler ortaya çıkmıştır.
İmparator Konstantin’in daveti üzerine İznik’te toplanan Konsil, bazı Hristiyan kaynakların iddiasının aksine teslis konusunda ittifak etmemiş, fakat tevhidi savunan başta Airus olmak üzere önde gelen piskoposları aforoz edilmiş, sürgüne gönderilmiştir. Açıkça karşı çıkmayan nice piskopos teslise dayalı Konsil metnini imzaladığı halde daha sonra tevhit esasına yakın görüşlerini savunmaya devam etmişlerdir.
İznik Konsili’nde Matta, Markos, Luka ve Yuhanna’dan menkul olduğu kabul edilen dört metin dışındakiler reddedilmiş, sadece bunlardan oluşan derlemeye Kitab-ı Mukaddes adı verilmiştir. İncil def’aten Hz. İsa’ya indirilip havarilere okunmuş, fakat tebliğ sürecindeki baskılardan dolayı kayıtlarda problem yaşanmış, zamanla unutulmuş, farklı rivayetler ortaya çıkmış veya pagan gelenekten gelenler yahut içten bozmak isteyenler kafalarına göre yüzlerce farklı metinler yazmışlardır. Dolayısıyla İznik Konsili’nde kabul edilenler, Havarilerden yaklaşık üç asır sonra onlara mal edilen metinler olup herbir nakil sürecindeki değişiklikleri söz konusudur. Kitab-ı Mukaddes olarak bilinen dört metin, havarilerden nakledildiği ve aynı esas metne dayandığı iddia edilerek siyasi tarafı ağır bastığından Konsil’de kabul edilenlerdir.
Misyoner ajanlarının Kur’an-ı Kerim’de nasıl 114 sûre varsa İncil olduğunu iddia ettikleri metinde de 4 bölüm olduğunu söylemeleri, tarihi süreç dikkate alındığında ilgisiz bir çelişkidir. Kur’an-ı Kerim 23 senede genellikle bir hadiseye binâen vahyedilmiş,........
© Turkish Forum
