menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Paralel Yapılar: İhanetin Psikolojisi

11 13
29.09.2025

Türkiye; üç kıtanın kavşağında, medeniyetlerin beşiğinde, enerji yollarının merkezinde, tarihin kalbinde bir ülkedir. Boğazlarımız, yeraltı ve üstü zenginliklerimiz, bereketli topraklarımız ve üç tarafımızı kuşatan denizlerimiz bize güç verir. İşte bu yüzden güzel vatanımızda hainler eksik olmaz; paralel yapılar tükenmez.

Paralel yapılar bağlamında ihanet; kişisel çıkar, aidiyet ihtiyacı veya propaganda etkisiyle devlete ve kuruma sadakatin yitirilmesidir. Devlete sadakati yitirmek; yalnızca kanunlara aykırı davranmak, sırları ifşa etmek ya da görevini kötüye kullanmak değildir. Bu, aynı zamanda toplumun bir bireyi olarak kendini artık devletin bir parçası görmemek, güven ve aidiyet duygusunu kaybetmek, hatta devleti yabancı ya da düşman olarak algılamaktır. Psikolojik boyutu; umutsuzluk, kırgınlık ve hayal kırıklıklarıyla devleti sahiplenmemek, onun meşruiyetine inancını yitirmek… İşte o an, bireyle devlet arasındaki görünmez bağlar kopmaya başlar.

Oysa devlet, milletin ortak iradesinin adıdır. Devlete sadakat, aslında kendi varlığımıza sadakattir. Bu bağ koptuğunda yalnızca devlet değil, toplumun da ruhu yara alır.

Her toplumda görülen bu yapıların adı ve yöntemi farklı olabilir fakat amacı aynıdır: Devletin meşru düzenini bozmak, milletin ortak kültür ve ülkülerini istismar etmek.

İnsanlar bazen marjinal ideoloji ya da dincilik bağnazlığıyla; bazen menfaatle; bazen aidiyet ihtiyacı veya aldatılma yoluyla bu yapılara katılır. Ne var ki sonuç değişmez; paralel yapı hem bireyi hem milleti felakete sürükler.

Türkiye’de paralel yapılar sadece tek bir grupla sınırlı kalmamıştır. Tarih boyunca askeri vesayet odakları, klikler ve çıkar ağları da devlete sızma girişiminde bulunmuş, devletin........

© Türkgün