Kadının bedeni, erkeğin sorumluluğu
Kürtaj Kararı Kimin?
Merhaba sevgili okurlarım;
Modern çağın ilişkileri çeşitlendi: Evli çiftler, sadece dini nikâhla yaşayanlar ve resmi bağ olmaksızın birlikte olanlar... Ancak ortak bir nokta var: bir hayat başlarsa, karar da sorumluluk da kolay değil. Özellikle de çocuk dünyaya gelmeden önce, yani kadın hamileyken alınması gereken en ağır kararlardan biri gündeme gelir: kürtaj.
Peki, Türkiye’de kadının gebeliği sonlandırma hakkı nedir? Erkek bu konuda ne kadar söz sahibidir? Bu mesele sadece yasal mı, yoksa vicdani, ahlaki, dinî ve toplumsal boyutlarıyla mı değerlendirilmelidir? İşte bu sorulara evli, dini evli ve bekar ilişkiler.
1983 tarihli 2827 Sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun’a göre:
Gebelik, ilk 10 hafta içinde kadının rızasıyla sonlandırılabilir.
Kadın evli ise, eşinin rızası gerekir. (Yani resmi nikâhlıysa, erkeğin yazılı onayı gerekir.)
Kadın bekâr ise, yalnızca kendi rızası yeterlidir.
18 yaşından küçükler için veli veya vasi izni gerekir.
10 haftayı geçen gebeliklerde ancak tıbbi zorunluluk (anne sağlığı ya da bebekte ağır anomali gibi) varsa kürtaja izin verilir. Bunun için sağlık kurulundan onay alınması gerekir.
Resmi nikâhlı bir evlilikte kadın, yasal olarak gebeliğin ilk 10 haftasında kürtaj kararı almak istiyorsa, eşinin yazılı izni zorunludur. Bu, yasaların çocuğu sadece annenin değil, babanın da ortak sorumluluğu olarak görmesinden kaynaklanır.
Ancak dinî yönden bakıldığında, İslam hukukçuları arasında görüş ayrılığı vardır. Yaygın fıkhi yoruma göre:
Canın tam olarak üflendiği kabul edilen 120. gün (yaklaşık 17. hafta) sonrası kürtaj haramdır.
İlk 40 gün "nutfah", 40–80 arası "alaka", 80–120 arası "mudğa" olarak geçer. Bu dönemlerde kürtaj mekruh veya tahrimen mekruh olarak değerlendirilse de bazı istisnai durumlarda ruhsat........
© Toplumsal
