Yenidünya düzeni
Son dönemde İsrail-İran arasında tansiyon yükselince, Her krizde piyasaya sürülen o tanıdık slogan yine sahneye çıktı: "Yeni Dünya Düzeni kuruluyor!" Sanki birileri global bir mobilya mağazasından yeni bir düzen sipariş etmiş de kurulumunu bekliyormuş gibi... Oysa tarih, dünya siyasetinin asla sabit bir düzene dayanmadığını, aksine güçlü aktörlerin stratejik hamleleriyle sürekli değişen bir "alan kapma" oyunu olduğunu fısıldar.
"Yeni Dünya Düzeni" kavramı, çoğu zaman güçlülerin hamlelerini meşrulaştırmak için kullandığı, içi boş ama havalı bir söylemdir. Gerçek olan şudur: Devletler çıkarları neyi gerektiriyorsa taşları yerinden oynatır ve konjonktür rüzgârı nereden eserse yelkenlerini oraya çevirir.
Tarih diyor ki: "Düzen" Dediğiniz, Mürekkebi Kurumadan Bozulan Anlaşmalardır”.
Buna birkaç örnek vermek gerekirse:
Vestfalya Antlaşması (1648) ve Sonrası: Avrupa'daki mezhep savaşlarını bitiren bu antlaşma, ulus-devlet sisteminin temelini attı. Harika bir "düzen"di, ta ki Napolyon Savaşları (1803-1815) sahneye çıkıp "Sizin düzeniniz buraya kadarmış!" diyene kadar. Fransız Devrimi'nin fikirleri ve Napolyon'un askeri dehası, Avrupa haritasını adeta bir karalama defterine çevirdi.
Viyana Kongresi (1815) ve "Süper Güçler Konseri": Napolyon sonrası "bir daha böyle şeyler yaşamayalım" diyen dönemin rock yıldızı diplomatları (Metternich ve arkadaşları), Avrupa'da bir güç dengesi kurdu. Ancak bu sistem de 19. yüzyıldaki milliyetçilik akımları ve Almanya'nın "Merhaba, ben de oyuna katıldım" demesiyle (1871) emekliye ayrıldı.
Versailles........
© Tigris Haber
