Teknolojik Devrim, Değişim ve Örgütler
Müslüm Üzülmez
“Bir slogan üretmeyi göze alabilseydim, bilim adamları geleceği hücrelerinde taşır derdim.” C. P. Snow
Her şey değişime uğruyor ya da uğratılıyor.
Sanal teknolojik bir devrim yaşatılıyor çaktırılmadan, çok güçlü bir şekilde her şey sil baştan yeniden düzenleniyor ya da değiştiriliyor, hem de çok hızlı. Küresel boyutta toplumsal bir değişim...
“İnsanlaştırılmış makineler ve bir makine gibi kusursuz insanlar” döneminin sanki arafındayız.
Britanyalı bilim insanı C. P. Snow yaşanan bu değişimi şu sözlerle tanımlıyor:
“Bu yüzyıla kadar bütün insanlık tarihinde, toplumsal değişmenin hızı çok yavaştı. Öyle yavaştı ki, bir kişinin ömrü içinde farkına varılmayabiliyordu. Artık durum böyle değil. Değişim hızı öyle arttı ki, hayal gücümüz ona yetişemiyor.” (C. P. Snow, İki Kültür, TÜBİTAK Yayınları, Çev. Tuncay Birkan, s. 137.)
Kısacası, teknoloji kanatlanmış uçuyor, enformasyon ve toplumsal değişimin hızı bundan sonra kim bilir nerelere varacak?
Ben, bir mühendis ve yönetici olarak birçok özel sektör ve kamu kurumunda çalıştım, ayrıca 1980 öncesi bir işçi sendikasında ve illegal siyasi bir partide bölgesel düzeyde yöneticilik yaptım. Bu deneyimlerimin ışığında teknolojik devrimin getirmiş olduğu veya getireceği değişimin, başka şeyleri şimdilik bir tarafa bırakarak, sadece kurum ve kuruluşlara, kısacası örgütlere olası etkisine ilişkin bazı düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
Malum, teknoloji geometrik hızla ilerliyor. Çok değil, yakın bir zamanda, üç beş yıl içerisinde her türden faaliyet gösteren (kamu kurumları da dahil) tüm kurum ve kuruluşlar, kısacası örgütler enformasyonu esas alan bilgiye dayalı ve/veya bilgiyle donanımlı kuruluşlar alacak veya olmak........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein