Anneme sarılırken ve çocukluğuma koşarken büyüdüm her bayram…
“Şeker tadına hasret, sen eski bayramlara?Koşun çocuklar, koşun; bugün bayram!
Bayram ilk süttür, umuttur diye büyüdük, anneye sarıldık.
Bayram bahardır, gülüştür dedik; Leyla’ya öpücük verdik, düşlere koştuk…
“Bayram elbisesi giymiş umutlar ve çocuklar sokaklarda şekercilik oynar çocukluğun izinde…
Büyüdükçe büyüyor büyükler çocukluğunu unutuyor sevdalar…Sonatlar uzak, sokaklar dar; biz çocukluğumuzu isteriz padişahım!
Asık suratlar sizin olsun
biz gülmek isteriz…
Bir gün değil; 365 gün bayram isteriz…
Kör müsünüz bayım!
Madem görüyorsunuz , O halde…Hoşgörün: Bugün Bayram
Koşun çocuklar, koşun… Mavi gökyüzü, umut gibi üstümüze doğru geliyor. Ellerinde poşetler dolusu şekerle yağan yağmurlar bile neşeyi taşıyor bugün. Her şey biraz daha yumuşak, biraz daha çocukça, biraz daha affedici bu sabah.
Aşklar bile bugün şeker tadında… Anneler her cumartesi olduğu gibi, bugünkü telaşta daha bir derin, daha bir hassas. Limon ağaçları sararmış ama meyvesinden değil, yoksulluktan. Gözler gözleri bekliyor, limanlar limanları. Ağaçlar çocuklara elmalarla dostluk teklifinde bulunuyor. Bugün, “birbirinize dost olun,” diyor ağaçlar bile.
Pamuk Prenses bile bir masalda değil, içimizde yaşıyor bugün. Zehirli elmalar hâlâ ellerde ama niyet başka, yürek başka. Hansel Gretel’i affediyor belki, Gretel Habil’in duasında… Ekvator’da bir kadın, yedi değil dokuz cüceye hamile bu defa; masallar değişiyor ama umut hep aynı kalıyor.
Halime göbek atıyor sokakta; Halil hâlâ tipsiz belki ama sofraya mertçe oturabiliyor. Hale ile Jale’nin kahkahası bir bayram tebessümü gibi yayılıyor mahalleye. Herkesin bir hikâyesi var. Kiminin vuslatı bitmiş, hasreti başlamış. Kimi........
© Tigris Haber
