menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

GÖRDES GEZİSİ BİR ÖZEL 

14 0
29.05.2025

GÖRDES GEZİSİ BİR ÖZEL
(1.BÖLÜM)



Gidilecek yer insanın kendi memleketi de olunca, bir çoğu aşina olduğum mekanlar olsa da; nasıl gezilmeli, nereler görülmeli, nerede yemek yenilmeli soruları önem arzediyor. Gelen misafirlere rehberlik edilmesi gerekiyor. Bizleri karşılayan, rehberlik eden dostlar da aynı sorumluluğu hissediyorlar. Üç hafta önce Gördes Belediye Başkanı Av. İbrahim Büke bey ile bir ön görüşme yapmış, konukları nerelere götürelim, bir rehber desteğiniz olur mu diye konuşmuştuk. Memnun oldular ve ilgili belediye çalışanlarına talimat verdiler.

Bu görüşmeden sonra, üniversiteden akademisyen olarak emekli olan eşi İbrahim Koç’la birlikte Gördes'te yaşayan, resmi kokartlı Japonca rehberi Emine Ataman Koç hanımla buluşuyoruz. Çok samimi, sorumluluk bilinci yüksek, tecrübeli eski bir turizmci Emine Hanım. Bizi sayısal basın ortamında da takip eden bir kişidir. "Her yere gidiyorlar da bu Anemon Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü üyeleri neden Gördes'e gelmiyorlar, diyordum" dedi ve hemen bir taslak plan yaptık. İki araçla muhtemel ilk hedef olacak Gördes'in en yakın köyü Kıranköy'e orman içinden gidilen 7-8 km.lik toprak yoldan gidiyoruz. Burada mutabık kaldık. Gezinin fiili hali, dün (25 Mayıs) gerçekleşti.

Pazar sabahı 07.00 gibi Manisa'dan yola çıkmıştık. Ekip 46 kişi. Baharın güzel günleri; halen her yer yemyeşil.

ARAÇTA KAZIBİLİMCİ OLUNCA

O bir kazıbilimci, biz de meraklı olunca, ister istemez kazıbilim (arkeoloji) sohbetleri de başlayıveriyor. Yeter ki bir anahtar kelime veya görüntü oluversin. Böyle olunca, gezi yazıları -bana göre- daha renkli ve faydalı oluyor. Umarım okur da böyle düşünür.

Akhisar'ı çevre yolundan geçtik ve oradan dağlara doğru tırmanırken Akhisar'ın en yakın köylerinden Dingiller'in içindeyiz. Fahrettin bey, "dingil" hangi dilden biliyor musun dedi. Nedir dedim. Anlamları hakkında bilgim ve aşinalığım var tabii ki. Dingil kelimesi Hititçe'dir. Anadolu'da böyle binlerce yıldır miras olan kelimeler, hatta mimariler de var diyor. Sıralıyor;

* Durhasan, Demirci'nin bir köyünün adıdır. Dur- ön eki Hititçedir.
* Dirmil, Burdur'a bağlı Altınyayla ilçesinin eski adıdır. Likyalılar kendilerine Dirmil derlermiş. Yunanlılar onlara Likya demiş. Likya; Antalya, Burdur, Muğla ve Denizli'nin bir kısmını tutan MÖ 15.ve 5.yy arası Girit kökenli bir halkın yaşadığı bölgenin adı.
* Hatta water (su) ve nan (ekmek) kelimeleri de Hititçedir, diyor.

Bu bilginin kaynağı nedir, dedim. Okuduğumuz bir ders var, orada okuduk, dedi kazıbilim öğrencisi arkadaşım. Ben bazı sözlüklere baktım ama, bir kaynak bulamadım. Bir kazıbilim (arkeoloji) sözlüğüne bakmak gerek, diye düşündüm. Sipariş verdim, gelecek.

MİMARİDE DE HİTİTLER

Devam ediyoruz sohbete. Anadolu'daki ilk imparatorluğu Hititler kurmuş. Etraftaki toplumları, sonraki toplumları da kültürel yönden etkilemişler. Hitit evlerinde zemin kat taş; üstü, arada yalıtım amaçlı saman olan iki sıra tahta /çatma kargir ev; önde ahşap cumba, kapı girişinde girinti var. Kazılarda bulunan toprak ev maketlerinde bunlar rahatlıkla görülüyor. Hitit mimarisi Ankara kırsalında hala var, diyor. Eski Hitit şehirleri kademelidir. Hiçbir ev arkadakini engellemez. Önceleri evlerin kapı ve penceresi yoktu. Kapı çatıda idi ve oradan merdivenle girilirdi. Neden dedim; güvenlik ve hırsızlığa karşı tedbir için. Merdivenle inilir. Merdivenin altında ocak olur, duman kapıdan çıkardı, diye tamamlıyor sözlerini.


AŞKIMIZ;
GÖRDES AKHİSAR YOLU GİBİ HİÇ BİTMESİN

Gördes'te adeta klasikleşmiş bir kara mizah sözü/cümlesi vardır. Özellikle eleştiri hakkını kullanmak isteyenler, düğünlerde gelin arabasına bu sözün yer aldığı yazı asarlar. Akhisar'dan Gördes'e kadar 57 km.lik yolun neredeyse tamamı yemyeşil çam ormanları, bazen meyveliklerle kaplıdır. Yol asfalt da olsa çok virajlıdır. Gidiş geliş birer şeritli, trafik de her yıl arttıkça ölümlü kazalar da olur, maalesef.

Yolda çok sayıda ceviz ve badem bahçeleri görülüyor. Ekin için pek verimli sayılmaz.
Keza çok sayıda ahlat ve kara çalı (çaltı) da fark ediliyor. Otobüs yüksekliğinden dolayı otomobilde iken görülmeyen şeyler daha rahat görülüyor. Bu ahlatlar aşılansa bal kaynağı olur. Arılar hem armut çiçeğini hem de armutu çok sever. Keza hünnap için çaltılar (kara çalı) aşılanmaya........

© tarihistan.org