Köken Araştırmaları Üzerine: II
Köken Araştırmaları Üzerine: II
Naci YENGİN
3 Haziran 2025 tarihinde yayınlanan “Köken Araştırmalarında Yolun Başlangıcı” yazımdan sonra neredeyse hiç görüşmediğim, isimlerini, dedelerinin, ninelerinin bizim akrabamız olduğunu çok sonraları öğrendiğim insanlar aradı!
Arayanlar kim olduğunu, kimlerden olduklarını, hangi sülaleye dayandıklarını hatırladıkları, duydukları kadarıyla anlatmaya çalışıyordu. Ancak hiçkimse kim olduğu kimlerden geldiği, hangi boy, hangi soy, hangi kabileye ait olduğunu kesin olarak kanıtlayamıyordu! Hatta üç kuşak öncesini bilenlerin sayısı sınırlıydı. İnsanlar en çok dedesini ya da dedesinin babasının adını söyleyebiliyorlar. Daha geriye gitmeleri onlar için neredeyse imkansız.
İnsanların kökenlerini merek etmesi kadar insani bir merak olamaz. Hele hele yaş almış insanların kim oldukları, ailesi, soyu, sopu hakkındaki merakları daha da fazladır. Ancak gelin görün ki meraklarını giderebilecek resmi kayıtlar ya yetersiz ya da hiç yok. Bu durumda ilk akla gelen seçenek nüfus kayıtlarına bakmaktır. Türkiye’de nüfus kayıtlarında yer alan bilgilerle de çok fazla geriye gitmek mümkün değil.
Türkiye’de ilk nüfus sayımının 1842’de askeri amaçlı yapıldığı düşünülecek olursak geçmişe yönelik araştırma yapmak bir hayli zordur.
Batı Anadoluya ilk Türk yerleşimlerinin daha önce Lidya ve Roma medeniyetlerinde de yerleşim yeri olarak kullanılan köy ve kentlere yapıldığını söylemek mümkündür. Özellikle ören, viran adıyla (Akviran, Akören, Karacaören, Kızılören vb.) hala varlığını sürdüren yerleşim yerlerinin eski medeniyetler tarafından da kullanılan yerleşim yerleri olduğunun en önemli kanıtı bölgelerde bulunan Lidya ve Roma dönemlerine ait kalıntılardır. Türklerin yerleşmiş oldukları eski yerleşim yerlerine dair bir başka kanıt ise Batı Anadolu’nun nisbeten sakin ve yerli halklarının Bizans’la........
© tarihistan.org
