Enver Paşa'nın Romanını Yazmak
Enver Paşa’nın Romanı[1]
Naci YENGİN
Enver Paşa Türkistan için Pir olmuş, kırklara karışmış bir velidir, evliyadır.
Türkistan coğrafyasında Turan birliği ümidini yeşerten, Turan bayrağı dalgalandıran kahramandır.
Kahramanların hayatını yazmak zordur.
Kahramanların hayatları Türk coğrafyalarında yaşan birçok insan için hala rol modeldir.
Enver Paşa gibi bir kahramanın hayatını romanlaştırmak daha da zordur.
Ahmet Haldun Terzioğlu büyük bir maharetle Enver Paşa'nın Romanını yazarak Oğuz Kağan neslinin Hoca Ahmet Yesevi yüreğinin temsilcilerinin önüne ışık yakmaya devam ediyor.
22 Kasım 1881 yılında doğan Enver Paşa 4 Ağustos 1922'de 41 yaşında şehit olmuştur..
Enver Paşa’nın hayatı, mücadelesi ve hedefleri henüz yeterince anlaşılabilmiş ve resmi söylemin sis perdesi aralanabilmiş değildir. Romanlar, araştırmalar, yapılacak belgesel ve filmlerle Enver Paşa gibi özü sözü bir olan önder şahsiyetleri anlatmak, yaşatmak ve yolu yolumuzdur diyerek yeniden rol model yapmak zorundayız.
Yaptığı çalışmalar ve yazdığı romanlarla Türk tarihinin gün ışığına çıkaran Ahmet Haldun Terzioğlu Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun açtığı yolda bayrağı dalgalandırmaya devam ediyor. Eline sağlık Ahmet Haldun Terzioğlu.
“Enver Paşa’nın Romanı” dönmeyi düşünmeyen, arkalarına bakmayanların, büyük ülkülere ant içmişlerin romanı…
Enver Paşa'nın şehit oluşuyla ilgili "Buhara Emirliği Türkistan ve Enver Paşa" kitabımızda yer alan bilgiler:
Enver Paşa’nın Ölümü: Ve Şahadet…[2]
4 Ağustos1922
Cuma sabahı- Karargâh
Karargâh derin bir sessizlik içinde. Gecenin karanlığını boğan güneşin bahtımızı karatacağını bilmiyoruz.
Âdeti üzere erkenden kalkan Paşa; askerlerin geniş bir yerde toplanmalarını emretti. Askerlerin bayramlarını tebrik ederek harçlıklarını dağıtacaktı. Saat altı... İleri karakoldan bir silah atıldı. Bu Rusların baskın hareketini bildiren bir parola idi…
Askerlerin yanına gitmek için atına binen Paşa; hemen dönerek bazı emirler verdi. Yirmi kadar muhafız askerle silahın atıldığı yere koştu.
Rusların bu gibi taarruzları günlük işlerden olduğu için pek ehemmiyet verilmemişti.
Rus askerleri gittikçe çoğalıyor... Bu taarruz günlük taarruza benzemiyor... Harp büyüyordu.
Bu ciddiyeti anlayan Paşa derhal bütün kumandanların ve askerlerin harbe iştirakini emretti.
Faruk, Danyal, Boribetaş ve sair kumandanlar hep vazife başında...
Harp şiddetlendi...
Ruslar; bayram namazında baskın yaparak Milli Mücadele kumandanlarını, bilhassa Paşa’yı harpsiz esir etmeyi ve şu suretle gururlarına dokunan, tahammüllerini tüketen bu Milli Mücadele davasının ortadan kalkmasını tasarlamışlar...
Paşa’nın bayram namazını yanlışlıkla bir gün önce kılması, bu planın tatbikini suya düşürmüş olduğundan Ruslar; Moskova’nın aylardan beri hazırlandığı bu hücuma geçmişlerdi.
Türkistan’ın her tarafında olan mücahitlerin üzerine aynı günde hücum........
© tarihistan.org
