Martılar, periler, vicdanlar, çöl rüzgarları ve yağmur duaları…
Diğer
04 Temmuz 2025
Martı yavrusu binanın girişine sığınmış, tedirgin, bekliyordu. Kedi basamakların altında pozisyon almış, üzerine atladı atlayacak… Yavru birazcık büyükçe (bir küçük tavuk kadar) olduğundan kedi bir an tereddüt etti, bundan faydalanarak kovaladım, yavrunun yanına doğru bir basamak çıktım ki kedi yeniden cesaret edemesin. Karşıdaki bakkalın önünde oturan adamlar bir ağızdan “elleme, elleme!” diye çığlık attılar. “Ellemiyorum” dedim, “kedi saldırıp öldürecekti, koruyorum.” “Çok yavru var, martılar hep yavrulayıp duruyorlar”la başlayan bir şeyler geveledi adamlardan biri, “hepsini sen mi kurtaracaksın”na getirmeye çalıştığı bir şeyler söyledi herhalde, “çok yavru var”da dinlemeyi kestim.
Mahallelerde, sokaklarda bütün gün bakkalların önünde oturup, gözünün önünde yaşanacak tatsız bir olayı engellemek için hiçbir şey yapmadığı halde bir şeyler yapmaya çalışana, ne yapıp yapmayacağı konusunda fikir bildirmeyi kendine hak gören o kadar çok adam var ki! Dağ taş, tek becerisi erkek usulü ukalalık yapmak olan “oyuncu olmayan karakterle” kaynıyor. Bilgisayar oyunlarında onları görmezden geliriz, işlevleri yoktur çünkü. Ben gerçek hayatta da hep öyle yaparım.
Martı yavrusu, cezalı gibi yüzünü girişin duvarına dönmüş korku içinde bekliyordu. Yanına yaklaşınca ürkek bir kibarlıkla basamakları tek tek inip kaldırıma çıktı. Bir balerin kadar zarifti, belli ki uçmayı öğrenirken şehir cangılının ortasına düşmüştü. Bana güvenip güvenmeyeceğini de bilemiyordu ve artık daha da tehlikedeydi. Başka........
© T24
