Sanatçı: Özne ya da persona, bütün mesele bu!
Diğer
06 Eylül 2025
Günümüz sanatı üzerine düşünmekte zorlanıyorum. Aslında “günümüz” diyebilmek için pek de nesnel bir dayanak bulamıyorum ama demek istediğim, içinde bulunduğumuz zaman diliminde sanat etkinliklerinin daha fazla bir sosyal etkinlik niteliğinde gerçekleştiğini gözlemliyorum. Nitelik açıdan vasat sayılacak işler görkemli mekânlarda sergilenirken değer karşılığı olmayan bir metinle yüceltildiğini görüyoruz. Edebi yorumlar kritik dilinin yerini alıyor. İşin bir başka boyutu da sanatın zenginlerin eğlencesine dönüşmesi... Beğeni denilen şey içi boşaltılmış şekilci bir haza indirgeniyor. Üstelik daha da vahim olan şey vasat sergileri önemliymiş gibi gösteren metinlerin eleştiriden sayılması. Bu durum sanatın gerekliliğini sanata yabancı alanlara çekiyor haliyle...
“Günümüz sanatı” tanımı ve zamanın kırılganlığı; nerden baksak birbirini değilleyen iki kavram. Evet, “günümüz sanatı” kavramı zaten kendi içinde problemli çünkü zamanla sabitlenemeyen, sürekli hareket halinde bir yapıya işaret ediyor. İçinde bulunduğumuz anın sanatı derken neyi kastettiğimiz bile muğlak: Estetik olarak mı çağdaş? Tematik açıdan mı güncel? Biçim olarak mı yeni? Yoksa sadece zamansal olarak mı bugüne ait? Bu muğlaklık, kimi zaman içerikten çok zamansal forma odaklanan yüzeysel yaklaşımları doğuruyor. Yani bir iş “bugün yapılmış” olduğu için güncel sayılıyor ama zihinsel olarak çağdışı olabilir. Dolayısıyla, “güncellik” çoğu zaman içeriksiz bir etiket gibi kullanılıyor.
Sanat etkinliklerinin gitgide birer “etkinlik” (event) formatına bürünmesi ve hatta çoğu zaman Instagramlık içeriklere dönüşmesi, bugün artık yalnızca bir eleştiri değil, neredeyse bir norm hâlini aldı. Doğal olarak bu durum şu sonucu doğuruyor: Sanat eseri değil, etrafında........
© T24
