menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kolluğun işi şipşakçılık mı?

16 1
previous day

Diğer

05 Haziran 2025

“Perp walk”, özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde karşılaşılan bir uygulama. İngilizce “fail yürüyüşü” anlamına gelen bu terim, elleri bağlı kişilerin, iki yandan polisler eşliğinde yürütülmesine atıfla bazen “kurbağa yürüyüşü” olarak da anılıyor.

Bizde doğrudan böyle bir ifade yok ama bu uygulama son yıllarda giderek daha fazla karşımıza çıkmaya başladı.

Geçen hafta İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) soruşturmasında yapılan beşinci dalga operasyonda bunun mide bulandırıcı bir örneği yaşandı. Gözaltına alınan kişiler, iki yanlarında polisler dizilmiş biçimde, elleri kelepçeli şekilde yürütüldü. Bu yürüyüşün bir polis tarafından kameraya alındığı ve sonrasında basına servis edildiği anlaşıldı. Yani gözaltı işlemi, hukuki bir tedbir olmaktan çıkartılıp, şüphelilerin suçlu olduğu izlenimini veren bir medya gösterisine dönüştürüldü.

Bu hâliyle Anayasa’da güvence altına alınan masumiyet karinesine (suçsuzluk karinesine) açıkça aykırı bir uygulama söz konusu.

Hatta somut koşullara göre özel hayata saygı hakkı veya aşağılayıcı muamele yasağının ihlal edildiğini de söyleyebiliriz.

Meselenin bir boyutu özel hayata saygı hakkıyla ilgili. Bir kişiyi henüz kesin bir mahkeme kararı olmadan suçlu ilan etmek veya böyle bir algı oluşturmak bu anayasal hakkı ihlal eder.

Karıştırıldığı için altını çizelim: Bu hak, suçlu algısının devlet görevlileri tarafından değil de üçüncü kişiler tarafından üretildiğinde gündeme gelir.

Burada durum birine hakaret etmek gibidir. Katil olmayana katil, hırsız olmayana hırsız derseniz o kişinin kişilik haklarını yok saymış olursunuz. Açıkça böyle demeseniz bile, bu türden bir algının oluşmasına hizmet ederseniz de sonuç aynı kapıya çıkabilir. Yolsuzluk yapmamış birini yolsuzluğa bulaşmış, tehlikeli ve adi bir dolandırıcı gibi yansıtmak o kişiyi aşağılamak demektir.

Bu bağlamda özellikle gazetecilerin kullandıkları dile çok dikkat etmesi gerekir. Yargılama devam ederken kişileri suçlu gibi lanse etmemek büyük önem taşır.

Gerçi şüphelilerin adli mercilere götürülmesi kuşkusuz haber değeri taşıyan bir olaydır. Dolayısıyla bir kişinin henüz suçlu olduğuna dair kesin bir mahkeme kararı olmasa bile basın böyle bir haberi yayınlayabilir. Zira yargılanan kişilerin mahremiyet hakları olduğu kadar gazetecilerin de basın özgürlüğü vardır. Bir kararda dendiği gibi: “Bir kişinin belli bir zamanda, belli bir yerde bulunmasının görüntülenmesini engelleme konusunda makul bir gizlilik beklentisi olamaz.”

Fakat gazetecilere düşen sorumluluk, bu görüntüyü haberleştirirken şüphelileri “suçlu” ilan edecek bir anlatımdan kaçınmaktır. Hatta resmî makamlar........

© T24