menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yeni obezite tanımı ve düşündürdükleri

28 1
19.01.2025

Diğer

19 Ocak 2025

Geçen hafta kabaca aşırı yağlanma durumunu anlatan ve bunu tek başına bir “hastalık” olarak kategorize eden obezite tanımını değiştirmeye yönelik önemli bir makale/rapor yayınlandı ve bu konu uluslararası sağlık haberleri arasında yer aldı. “Klinik obezitenin tanımı ve tanı kriterleri” başlıklı bu makale, Profesör Francesco Rubino (Kings College London, Londra, Birleşik Krallık) liderliğindeki, yüksek gelirli, orta gelirli ve düşük gelirli ülkelerden gelen ve geniş bir uzmanlık yelpazesini temsil eden 56 uzman tarafından üç yılı bulan tartışmalar sonunda hazırlanmıştır.

Bu rapor esas olarak, tek bir parametreye, yani vücut kitle indeksi (VKİ) eşik değerlerine göre yapılan ve VKİ>30 üzerinde (çocuklarda 95 persentil üzerinde) olan herkesi bir sorunu olmasa bile “hasta” olarak gören tanımın bir kenara bırakılmasını öneriyor. Yeni, kanıta dayalı tanım, doğrudan aşırı yağlanmanın neden olduğu kronik, sistemik bir hastalık durumu olan “klinik obeziteyi”, organ disfonksiyonu veya günlük aktivitelerde sınırlamalar olmaksızın aşırı yağlanma durumu olan ancak gelecekte sağlık riskini artıran “preklinik obeziteden” ayırmaktadır. Komisyon, VKİ’deki sınırlamaları göz önüne alarak, obezite durumunu tanımlamak için VKİ'ye ek olarak diğer vücut ölçüsü ölçümlerini (bel çevresi, bel-kalça oranı veya bel çevresi-boy oranı) kullanmaktadır. Bunların arasında bel çevresi-boy oranı kullanışlı bir parametredir ve bu oranın>0.5 olması, santral(visseral) yağlanmayı göstermektedir.

Obeziteyi önemli yapan, tip 2 diyabet ve metabolik karaciğer hastalığı (yağlanmaya bağlı karaciğer hastalığı ve siroz) gibi toplum sağlığını doğrudan etkileyen ve ekonomiye büyük yükler getiren kronik hastalıklara yol açmasıdır. Öte yandan, obezite adolesan çağdaki çocuklar başta olmak üzere yaygın bir “etiketlenme” ve giderek dışlanma nedenidir ve bunda bütün vakaları aynı daireye alan VKİ’ye dayalı mevcut tanımın payı vardır.

Yeni tanımlama esas olarak obezitenin yükününün önceliklendirme ihtiyacından kaynaklanmaktadır ve preklinik obezitesi olanlarda riskin azaltılması temel bir öncelik olacaktır. Düşük riskli kişiler öncelikle yaşam tarzı değişiklikleri yoluyla yönetilebilir; ancak, tıbbi müdahale gerektirebilecek yüksek riskli kişilerin belirlenmesi için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır. Dolayısıyla mevcut kaynakların daha çok bu kesime ayrılması öngörülmektedir.

Bu yaklaşım, klinik ve toplum sağlığı açısından doğru bir yaklaşımdır ve ülkemizin de bu rapor doğrultusunda programlarını yenilemesi gerekir. Örneğin pre-klinik obezite esas olarak birinci basamak........

© T24