İyi ki her şey, mesela çocukların boyunu istediğimiz kadar yapmak, elimizde değil!
Diğer
28 Eylül 2025
Geçen hafta, farklı yaşlardaki iki çocuğunu büyüme/boy endişesi ile getiren anneye, yaptığımız ölçüm ve değerlendirmelerde (https://www.ceddcozum.com/ üzerinden normatif veri olarak CDC’yi kullanarak hesaplama yaptık) çocukların boy persentillerinin neredeyse küsuratına kadar “hedef boy” persentili ile aynı (34 persentil civarında) olduğunu söylediğimde bana biraz üzüntü ile “daha uzun olmasını isterdim” dedi.
Çocuklar, her açıdan (akıllı, sevimli, uyumlu, meraklı, güzel iletişim kuran) iyi görünüyorlardı ve ben de anneye son zamanlarda, çocuklarının ergenliklerini öteleyerek ya da çeşitli ilaçlar kullanarak daha uzun boylu olması için uğraşan birçok aileye söylediğim gibi “iyi ki her şey elimizde değil, iyi ki boyumuz yüzde 80 kalıtımla belirleniyor, iyi ki ayın, yıldızların yerini, yörüngesini değiştiremiyoruz, iyi ki gökyüzünün rengine karışamıyoruz” dedim. Daha sonra onunla, tabii ki çocukların sağlığı, mutluluğu için elimizden geleni yapalım ama son yıllarda ergenlik çağındaki kızlara kadar inen burun estetiği ya da botoks/silikon gibi insanların doğal tasarımlarını bozan, çeşitlilikten gelen güzelliklerini yok eden uygulamalar gibi çocukların boylarını da istediğimiz santimetre yapmaya çalışmayalım diye gülerek konuştuk.
Boy, her yaşta insanlarla ilgili ilk fark edilen şeylerden birisi ve sanki diğer fiziksel özelliklerimiz boyumuzun üzerine diziliyor ve boy bir çarpan olarak hepsini etkiliyor gibi düşünülüyor. Tabi erkeklerde 160, kadınlarda 150 cm altındaki boylar insan yaşamını bazı açılardan olumsuz etkileyebilir ve bu durumların araştırılması gerekir ama kliniklere gelen çocukların büyük çoğunluğu anne ve babalarının ortak etkisi ile belirlenen, onlara benzeyen bir boya sahipler. Ayrıca boy ile insan mutluluğu arasında sanıldığı kadar yüksek bir korelasyon da yok. Buna rağmen kısa boy, ebeveynlerin çocukları bir pediatrik endokrinologa götürmesinin en yaygın nedenlerinden birisi; ancak ebeveynlere kısa bir bakış, yavaş büyümenin muhtemelen zararsız bir genetik yatkınlıktan kaynaklandığını gösterir.
Daha önce yazdığım gibi, birçok ailede uzun boylu çocuk arzusu var ve bu eğilim son yıllarda gündeme gelen ve çocukları büyüme dönemlerinde mutsuz eden “boy ayrımcılığı” (heightism) ile paralellik © T24





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d