menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Suzanne Lacy: Birlikte ve bir araya gelerek toplumsal performans

12 0
09.11.2025

Diğer

09 Kasım 2025

'Birlikte/Togæther’

Suzanne Lacy (1945) kamusal alanlarda toplu halde aktivist eylemleri sanatsal biçimlerde yapan Amerikalı bir sanatçı, yazar ve eğitimci. 1991’de kendi sanat yapma biçimini ‘New Genre Public Art-Yeni Nesil Kamusal Sanat’ deyimi ile kendi isimlendirmiş ve “Bu bir meydanda ya da bir parktaki heykel demek değildir” demiş. Çünkü Suzanne Lacy, kalabalıklara yaptırdığı performanslarda estetik ve aktivizmi yan yana getiriyor. Türkiye’deki ilk sergisini Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde (SSM) açtı. Serginin sponsoru Sabancı Vakfı. Serginin başlığı ‘Birlikte/Togæther’, ‘together-birlikte’ ve ‘to gather-bir araya gelmek’ sözcüklerinden bir dil oyunu.

1970’lerde Suzanne Lacy’nin kendi bedenini kullanarak başladığı performanslar 50 yıllık kariyeri sürecinde toplumsal performanslara dönüşüyor. Sanatçı gençler, kadınlar, erkekler gibi toplumun çeşitli kesimlerinden yüzlerce gönüllüyü bir araya getiriyor, başta şiddet, özellikle de kadına şiddet, özgürlük, ekonomik zorluklar, siyaset, yaşlanma gibi başlıklar altında toplumsal performansa örgütlüyor. Kamusal alanlarda gerçekleşen bu performanslarda onlara sorular soruyor, sorduruyor, birbirleriyle sohbet ettiriyor, etraflarına toplanan kalabalıkların da aktif olarak bu kamusal performanslara katılmalarını yüreklendiriyor, hatta bu kişilerin bu tür performanslara neden katıldıklarını, motivasyonlarının neler olduğunu da sorgulayıp kayda alıyor, videolar, fotoğraflar, sorular, alınan cevaplar ve metinlerle izleyicilerine bir tür kamusal sanat olarak sunuyor. Kendisine “Sen aktivist misin, sanatçı mısın?” diye soranlara da “Ben bir sanatçıyım. Bir aktivistin almayacağı kararlar alıyorum. Eğer aktivist olsaydım Tennessee’deki bir performansa 7 bin dolar harcayıp 400 sandalye göndermezdim, o parayı o kalabalıklara sokakta bağırmaları için ya da farklı eylemleri için kullanırdım. Birlikte çalıştığım kalabalıklara siyasi sorumluluğum var. Ciddi konuları değersizleştiremem” diye cevap veriyor.

Sergide sanatçının farklı dönemlerinden beş farklı yapıt grubu var. Feminist sanatın 1970’lerdeki politik bir tavır olarak gelişen erken dönemlerinden yapıtlar sanatçının da en erken işleri. Zooloji, tıbba giriş gibi konulara meraklıymış. ‘Performans Kıyafeti’nde bedenin en çıplak halini göz önüne sermek için bedenin içindeki iç organlar ve dışındaki tenselliği bir araya getiren bir mayo giyip performanslar sergilemiş. Yani bedenin en çıplaklığını örtüyor diğer yandan bedenin en çıplak halini vurguluyor.

‘Soğuk Eller, Sıcak Kalp’ fotoğraflarında duygusal hallerimizin ateşini ölçüyor. ‘Üç Aşk Hikayesi’nde ise aşk ve şiddet arasındaki ilişkiyi fotoromansı bir kurgu ile anlatıyor.

Kalbini adama verdi kadın
Adam Kalbi Savurdu
Bir gün...
Kalbini kırdı
Kadın toparladı kendini
Ama o eski halinden eser yoktu

Sergiyi SSM’nin göreve 2025 başında gelen müdürü Prof. Dr. Ahu Antmen ile gezdim. Antmen’in kendi dönemindeki ilk sergisi bu feminist sanatçı Suzanne Lacy’nin solo sergisi. “Suzanne Lacy ‘toplumsal pratik’ denen, kendisinin ‘yeni kamusal sanat’........

© T24