Türkiye’de yapay zekâ kullanımı ne durumda?
Diğer
05 Ekim 2025
Bu hafta benim gibi yapay zekâ takipçileri için Türkiye özelinde olumlu bir gelişme yaşandı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ilk defa Türkiye’de yapay zekâ kullanımında dair istatistikleri yayınladı. Bugüne kadar özel kamuoyu araştırma şirketlerinin çalışmalarından öğrenebildiğimiz bu bilgileri ilk defa “sınırlı” da olsa kamu kaynağından elde edebilmek değerli.
Bültenin yayınlanmasının ardından kısaca dikkatimi çeken bazı sonuçları sosyal medyada paylaştım, ancak bu hafta bu köşede paylaşılan istatistikleri kendi perspektifimden daha detaylı bir şekilde değerlendirmek istedim.
Türkiye’deki girişimlerin yapay zekâ teknolojilerinden herhangi birini kendi iş süreçlerinde kullanma oranı 2021’den 2025’e, 2024 yılındaki düşüş hariç, neredeyse düzenli bir artış göstermiş ve yüzde 7,5 oranına ulaşmış. Ancak bu kullanım oranı girişimlerin çalışan sayıları kırılımı altında incelendiğinde ise asıl fark yaratının 250 ve daha fazla çalışana sahip olan girişimler olduğu görülüyor. Bu da dolayısıyla küçük ve büyük girişimci arasında haksız bir rekabete yol açabiliyor.
Nedenlerin başında insan kaynağı sıkıntısı geliyor. Şirketlerin ortalama yüzde 74’ü girişimde ilgili uzmanlık eksiğinin bulunmaması nedeniyle yapay zekâ teknolojisi kullanmadıklarını söylüyor. Bu oran ise özellikle 10-49 kişi arasında çalışana sahip olan girişimlerde yüzde 76’ya ulaşıyor ki belki de bu teknolojilerin en faydalı olabileceği şirketler havuzunu bu grup oluşturuyor.
İkinci nedene geçmeden önce buraya bir kısa bir parantez açmamız gerekiyor. Türkiye’de yapay zekâya yönelik “sayısız “ paralı eğitim, ücretsiz kaynak ve üniversitelerde lisans ve yüksek lisans programı ve buralardan faydalanan çok fazla sayıda kişi varken, neden girişimlerin bu teknolojiyi kullanamamasının ilk sebebi insan kaynağı oluyor?
Bunun altında yatan temel gerekçenin, söz konusu eğitimlerin ya da bölümlerin gerçek anlamda etkili olmayı hedeflemekten ziyade, reklam kaygısıyla ve yapay zekâ “hype”ının dışında kalmamak adına düzenlendiğini düşünüyorum. Kuşkusuz bu değerlendirme tüm eğitmenleri veya kurumları kapsamıyor; işini ciddiyetle ve hakkıyla yapanların bulunduğunu biliyorum. Ancak genel tablonun, yeterince etkili ve ölçülebilir sonuçlar üretmekten uzak olduğunu söylemek gerekir. Bunun da başlıca nedeni, öncelikle “Yapay zekâ nedir?” ve “Bu kavram hangi bağlamlarda değerlendirilmelidir?” sorularının bu programları tasarlayanlar ve verenler açısından yeterli açıklıkla kavranamamış olmasıdır. Ayırca bu muğlaklığın sadece eğitim tarafında değil bence girişim ya da endüstri tarafında da olduğu kanaatindeyim. Bunu gösteren temel indikatörün de başlığı, tanımı ve uygulaması farklı olan iş pozisyonları olduğunu düşünüyorum.
Kısa diye başladığım ancak biraz uzun süren parantezden sonra kaldığımız yere dönecek olursak, şirketler yapay zekâ teknolojilerini kullanmamasının ikinci nedeni olarak maliyetleri gösteriyor. Bu durum aslında çalışan sayısına göre kullanım oranlarında da kendini belli ediyor. Dolayısıyla maliyet sorunu hem haksız........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d