menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İnsana en çok ne lazım?

17 10
yesterday

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

05 Kasım 2025

Başak Toplayanlar, Jean François Millet (1857)

Lev Tolstoy’un “İnsana Ne Kadar Toprak Lazım?” öyküsü, insanın doyumsuz hırsını ve yaşamın geçiciliğini gözler önüne seren şahane bir eserdir. Hikâye, kendi küçük dünyasında yetinmeyen Pahom adlı bir köylü ile başlar. Daha fazla toprak, daha fazla mülk, daha fazla güç arzusu içinde yanıp tutuşur. Bir gün güneş doğarken yürümeye başlayıp batarken bitirebileceği kadar toprağı alabileceği bir fırsat sunulur ona. Pahom, hırsla yola koyulur. Adımları ne kadar hızlı olsa da arzusu o kadar büyüktür ki güneş batmadan önceki saatler ona yetmez. Yorgun, bitkin ve hırsıyla yanmış bir beden olarak güneşin son ışıkları altında hayatını kaybeder. Öykü, insanın hırsının ve doyumsuzluğunun en sonunda sadece bir kefenlik toprak kadar değerli olduğunu gösterir. Ne kadar kazanırsak kazanalım, insana gerçekten lazım olan yalnızca yaşamının sonunda toprağa karışacağı o küçük parça topraktır.

Gelelim bu öyküyü hatırlamamanın sebebi ziyaretine… Para, unvan, mal ya da mülk değil; insana en çok adalet lazımdır. İnsanca yaşam haklarının korunması, saygı görmesi. Bütün bir insanlık tarihi tam da bu “hak arayışı”nın hikâyesidir. Anayasal haklarının kökleri yüzyıllar öncesine, Magna Carta’dan Fransız Bildirgesi’ne, 1876 Kanun-ı Esasi’ye uzanır. Tüm bu belgelerin ortak gayesi ise insanı korumaktı: Devletin keyfiliğinden, gücün hoyratlığından, çoğunluğun tahakkümünden. Çünkü insanca yaşamın temeli, keyfiliğe karşı sınır koyabilme gücüdür. O sınır sadece devlete değil, insana da aittir. Bir yöneticinin, bir patronun, bir cemaatin ya da bir kalabalığın “ben böyle istiyorum” diyememesi içindir bütün bu hukuk düzeni. Haklar birer “lüks” değil,........

© T24