menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bilgi toplumunu da mı ıskalıyoruz?

29 11
07.09.2025

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

07 Eylül 2025

Bilgiye erişimi demokrasinin ilk şartı olarak alırsak bilgi toplumunda nerede olduğumuza, bilgi üretme, kullanma, paylaşma, erişme süreçlerine, bu süreçlerin aktörlerine bakmak demokrasinin nerede olduğu hakkında da fikir verebilir. Birleşmiş Milletler Dünya Bilgi Toplumu Zirvesi’nin (World Summit on Information Society -WSIS) 20 yıl değerlendirme raporu bunun için ilginç bir belge.

Uluslararası Telekomünikasyon Birliği ITU’nun 1998’de bilgi toplumunun geleceğini tartışmak için kamu, özel ve sivil sektörden paydaşların bir araya gelmesi önerisiyle Birleşmiş Milletler (BM) ilk ayağı 2003 ikincisi 2005’te WSIS’i gerçekleştirmişti. Bir BM zirvesi olan Habitat II sürecinde kurulan Habitat Derneği bu zirveyi de takip etmişti. 2002’de zirvenin hazırlık sürecinde derneği temsilen gençlik kozasında yerel, bölgesel ve küresel süreçte aktif rol almış, 2005’te Tunus’taki zirveye katılmıştım.

Temmuz 2025’te WSIS 20 Üst Düzey Değerlendirme etkinliği düzenlendi. Bu etkinliğe gitme nedenim, bu defa derneğin Yönetim Kurulu üyesi olarak, kapasite geliştirme alanında kazanılan dünya şampiyonluk ödülünü ekip adına almaktı. Fuayesindeki buzulla sohbetimi paylaştığım yazımda WSIS hakkında da yazacağıma söz vermiştim. Bunun için değerlendirme raporunun ön taslağının yayınlanmasını bekliyordum. 29 Ağustos’ta yayınlandı. Taslak metne geçmeden önce etkinlikten birkaç notum var.

23 yıl sonra, dünya (ve gençler) ne tartışıyor merakıyla oturumlara girdim. Bunun için programa baktığımda ise neredeyse aynı başlıkların atıldığını, sadece 'internet' kelimesinin yerine 'yapay zekâ'nın konduğunu gördüm. Erişim, beceriler, altyapı, yönetişim, haklar, özgürlükler, finansman, kapsayıcılık gibi temel sorun alanları aynı kalmıştı. Değişen teknolojiydi. Ama teknolojinin ne zihniyeti ne şartları 2000lerin ilk yıllarında sanıldığı gibi hızla ya da iyiye doğru değiştirmeye tek başına gücü yetmemişti. Tersine, dünyada kurumsal siyaset ve özel sektör el ele verip teknolojiyi anti-demokratik süreçlere alet etmişti.

Ayrıca katılımcıların hele konuşmacıların yaş ortalaması da sanki daha yüksekti, ya da belki benim gözüm, onlara ayrılan özel alan dışında, genel programda daha çok genç aradı. Biz webe doğmamıştık, dünya daha özgürdü, yeni binyıl rüzgârı esiyordu, her kıtadan yaşıtlarımızla aynı politika metnine BM seviyesinde gençlik lobisi yapmak heyecan vericiydi. Internet’in babası olarak anılan Vint Cerf ve Robert Kahn ile kahve içerken “97’den beri e-maillere bakmıyorum” dediklerinde karizmalarından etkileneyim mi yoksa 20lerindeyken kır saçlı birinden geri kalmanın şaşkınlığını mı yaşayayım bilememiştim. Günümüzün gençlerinin hayat çizgisinde teknoloji o kadar heyecan verici büyük bir fark yaratmıyor olabilir. 25 yıl içinde demokrasinin gerilemesi ve uluslararası kurumların........

© T24