menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tüketim çılgınlığına karşı sade bir direniş

14 0
06.04.2025

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

06 Nisan 2025

İçinde bulunduğumuz devir, dijital dünyanın da sunduğu sınırsız uyaranla bizleri her an tüketime davet ediyor.

Pek çoğu yaşamsal olmayan ürün teklifiyle sarılı dört bir yanımız.

Hasbelkader karşımıza çıkan bir ürün teklifine normalden biraz fazla zaman ayırır, bir de üstüne ürünü incelemek üzere tıklayacak olursak diğer gün üzerimize teklif yağmuru boca ediliyor.

Bir de bakmışız ki, aslında ihtiyacımız olmayan ama ihtiyacımız olduğuna inandırıldığımız ya da alsak hiç de fena olmazmış gibi hissettirildiğimiz ürünler dikkatimizi çekiştirmeye başlamış.

Bir tane daha alsak dünyamızın değişmeyeceği, almasak da aç veya açıkta kalmayacağımız neler neler… Her bir meyve sebzeyi soymak için geliştirilmiş özel soyma aletlerinden gerekli gereksiz eşya düzenleyicilere, kimyasallarla yüklü kozmetik ürünlerden bir dünya tekstil malzemesine pek çok teklifle karşı karşıyayız.

Varlığının temeli ve devamlılığı tüketime bağlı olan sistem, insanları maruz bıraktığı bu ısrarlı teklif yağmuruyla insanları devamlı bir yoksunluk ve eksiklik hissine itmeye çalışıyor.

Eğer kendimizi yeterince iyi tanımıyor ve ihtiyaçlarımızı doğru bir şekilde tespit edemiyorsak; tüketim alışkanlıklarımızı ele geçirip bizleri aslında ihtiyaç duymadığımız şeylere ihtiyacımız olduğuna ikna etmeye çalışan ve ihtiyacımızın ötesinde tüketim yapmaya teşvik eden bu vahşi sistemin rüzgarına kapılıp gitmemiz kolaylaşıyor.

Halbuki ayrılmaz bir parçası olduğumuz doğa ile yakın ve canlı bir ilişki içinde kalabilirsek; her bir yanımızın, içimizin dışımızın doğanın hali hazırda barındırdığı ve hayata sunduğu bolluk, bereket ile çevrili olduğunu hissedebiliyor kalbimiz, görebiliyor gözlerimiz.

Doğada vakit geçirdiğimiz her an; doğayla birliğimizi ve doğadaki diğer her şey gibi tüm kusurlarımız ve eksiklerimizle, olduğumuz halimizle yeterli olduğumuzu hatırlıyoruz.

2 Nisan’da pek çok vatandaş, birlik içinde satın almama özgürlüğünün gücünü kullanmayı seçerek, sistemin bizi yaşamsal açıdan ihtiyacımız olmadığı halde bir şeyleri satın almaya yönlendirdiği alışveriş alışkanlıklarımıza bilinçli bir farkındalıkla karşı durmayı seçtik.

Birçoğumuzun dayanışmanın gücünü hissetmek ve hissettirmek gayesiyle gösterdiğimiz bu karşı duruşun, son yıllarda hayatımızı gereğinden fazla kalabalıklaştıran, sadelikten uzaklaştıran tüketim alışkanlıklarımızı sorgulamamız ve kırmamız açısından da faydalı........

© T24