Gelenekten doğan özgünlük
Diğer
16 Kasım 2025
Bulunduğumuz coğrafyada binlerce yıllık uygarlıkların, medeniyetlerin zengin mirasıyla yaşıyoruz. Modern zamanlarda, bu gerçekten ne kadar uzak kalsak da bu toprakların her vadisinde, taşında, her rüzgârında kadim zamanların sesi hâlâ duyuluyor.
Bu sesle; bazen yaşadığımız şehirde ritmimizi biraz yavaşlatıp turist olmak üzere kendimize izin verdiğimizde bazen de şehir dışına yaptığımız seyahatlerde yer yer taşlarda saklı duran bir hafızada, ritüellerde süren bir ritimde bazen de nefes almaya devam eden geleneklerde karşılaşabiliyoruz.
Sahip olduğumuz köklü geçmişin izlerini yalnızca bir hatıra olarak yaşamakla kalmayıp; büyük bir emekle ve merakla izlerini süren, bu toprakların binlerce yıllık tarihinden ve geleneklerinden aldığı ilhamla kendi çağının dilini, estetiğini ve ruhunu bu köklü geçmişle harmanlayarak yeni ve özgün yaratımlar ortaya çıkaran insanlara hayranlık duyuyorum.
Çünkü eskiyle yeninin harmanlandığı bu büyülü buluşmalar vesilesiyle, Anadolu’nun yüzyıllar boyunca biriktirdiği hikâyeler modern yaratımların içinde yeniden can buluyor ve nesilden nesile aktarılabiliyor. Değerli bir emeğin eseri olarak ortaya çıkan bu yaratımlar zaman zaman bir kitap, sanat eseri, beste veya çağdaş bir tasarım olarak karşımıza çıkabiliyor.
Bu hafta sizlerle; bu harmanla ortaya çıkan iki özgün proje ile ilgili izlenimlerimi paylaşmak istiyorum.
Geçtiğimiz hafta Küçük Mustafa Paşa Hamamı’nda katıldığım Nahıl adlı sergi dolayısıyla yaşadığım şehirde kısa bir süre için de olsa turist oldum. Bu vesileyle hem daha önce ziyaret etmediğim tarihi bir hamamla hem de Ahu Studio’nun masalsı tasarımlarıyla tanışma fırsatım oldu.
Serginin yanı sıra gerçekleştiği mekana da heyecan duyarak düştüm yollara. Küçük Mustafa Paşa Hamamı’nın bulunduğu Balat’ın tarihî dokusuyla bu anlamlı vesileyle bir kez daha buluştuğum için çok mutlu oldum.
15. yüzyılın sonlarında inşa edilmiş olan bu büyüleyici mekan artık bir hamam olarak hizmet vermiyor. Klasik Osmanlı hamam mimarisinin en iyi korunmuş örneklerinden biri olma özelliğine de sahip olan Küçük Mustafa Paşa Hamamı geçirdiği son restorasyonun ardından çağdaş sanat sergilerine, performanslara ve çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapan, tarihi atmosferi güncel sanatsal çalışmalarla buluşturan bir mekan olarak kullanılıyor.
Londra ve İstanbul merkezli koleksiyonluk tasarım stüdyosu olan Ahu’nun kurucuları Eda Akaltun ve Mevce Çıracı; derin kültürel araştırma ve malzeme deneyimiyle Türkiye’nin zengin mirasını çağdaş bir bakışla yeniden yorumladıkları son koleksiyonları ‘Nahıl’ı, Küçük Mustafa Paşa Hamamı’nın tarihi dokusunda sergilemeyi seçmişler. Bu özel mekan dokusuyla, kokusuyla, duygusuyla izleyiciye eserler ve mimarinin iç içe geçtiği bir deneyim yaşatıyor.
Sergi adını; Osmanlı İstanbul’unda şehrin Kırk Gün Kırk........© T24





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein