Doç. Dr. Bahriye Çeri ile söyleşi: İstanbul'u edebiyatın izinde gezmek heyecan verici
Diğer
27 Temmuz 2025
İtalo Calvino, "Bir kenti kent yapan şey kapladığı alanın ölçüleri ile geçmişinde olup bitenler arasındaki ilişkidir" der ve devam eder: “Bir kentte hayran kaldığın şey onun yedi ya da yetmiş yedi harikası değil, senin ona sorduğun bir soruya verdiği yanıttır.” Bir şehirle duygusal ilişki, ona sorulan soruda saklıdır. O soruyu da yalnız ve yalnız yazarlar/şairler yanıtlayabilir. Bu anlamda İstanbul çok büyük bir sorudur ve yanıtları da heyecan vericidir. Bazen bir sokağın başında çıkıverir karşınıza, şaşırırsınız; bazen bir evin penceresinde belirir, uzun süre bakarsınız. Örneğin Turgut Uyar, bir şiirinde "İstanbul dediler mi benim aklıma / Vaiz sokağı gelir hemen" der. Nerededir bu sokak? Bu soruya takılıp yanıt ararsınız. Bedri Rahmi “İstanbul Destanı" adını verdiği, bir nehir gibi akan şiirinde "İstanbul deyince aklıma/ Tophane'de küçük bir sokak gelir" der. Şimdilerde her şeyiyle değişmiş Tophane'de acaba hangi sokaktan söz ediyordu diye merakla bakınır, tahminlerde bulunursunuz dolaşırken. Yıllar önce, 1990'ların hemen başında, Şair Ahmet Özer'le birlikte Subutay Hikmet'i ziyarete gitmiştik. Bir dönemin etkili dergilerinden Saçak'ı da yayımlayan Subutay Hikmet'in evinin kapısında "İçtihat Evi" yazıyordu. Çağrışım! Abdullah Cevdet! Eve girerken heyecanlanmıştım. İstanbul'un sadece şehir olarak değil, yaşanmışlıklar olarak da nice sürprizi barındırdığını bir kez daha fark etmiştim.
İstanbul'un edebiyat bağlamında barındırdığı sürprizlerin peşine düşenlerden biri de yazar-akademisyen Bahriye Çeri. Şimdilerde Paris-İstanbul arasında yaşayan Doç. Dr. Bahriye Çeri, Yeni Türk Edebiyatı uzmanı. Dolayısıyla çağdaş yazarların ve şairlerin yapıtları kadar yaşamları üzerine de ışık tutmayı yazınsal bir sorumluluk sayan, kendini üniversite sınırlarına hapsetmeyen akademisyenlerden. Epey önce İstanbul'da yaşamış yazar ve şairlerle ilgili bir çalışması olmuştu. Geçtiğimiz aylarda bu çalışmanın geliştirilmiş baskısını Masa Yayınları ulaştırdı okura. İstanbul Edebiyat Haritası adını taşıyan kitap, bu kentte yaşamış onlarca şair ve yazarın evlerini saptamış. İstanbul'da yazınsal bir gezi yapmak için harika bir kılavuz çıkmış ortaya. Türkiye gibi sürekli değişen, mirasına sahip çıkmak yerine onu yok etmeyi neredeyse görev sayan bir ülkede bir şairin, yazarın yıllar önce yaşadığı evi, sokağı bulup belgelemek ne kadar zor, tahmin edilebilir. Bahriye Çeri "En az 17 yıldır adım adım ördüğüm bir çalışma oldu" diyor. Fransa'dan örnek veriyor: "Bu ülkeyi hangi açıdan gezmek istiyorsanız onunla sınırlandırılmış kitaplar vardır. Örneğin müze gezmesi mi yapmak istiyorsunuz, sadece müzeleri gösteren, anlatan kitaplar vardır. Bu Türkiye'de yoktu. Neden İstanbul'u edebiyat açısından gezmeye yardımcı olacak bir kitap olmasın, diye düşündüm." İstanbul-2010 Avrupa Kültür Başkenti projeleri içinde Turing tarafından yayımlanan ilk baskı için "Zaman çok dardı, biraz eksik kaldı" diyor.
Şimdi 164 noktayı işaretleyen çok daha........
© T24
