Polonyalı sanatçı Martyna Marciniak: Yapay zekâya etik bir işlev atfetmek, hem yanıltıcı hem de insan sorumluluğunu devretmenin en kolay yolu
Diğer
19 Ekim 2025
Polonya doğumlu, Berlin merkezli sanatçı ve araştırmacı Martyna Marciniak, teknolojinin sınırlarında dolaşan işleriyle gerçeğin görsel yüzünü sorguluyor. Pratiğinde spekülatif kurgu, mekânsal anlatı ve 3D yeniden inşa tekniklerini kullanarak sistematik şiddet, yanlış bilgi ve insan hakları ihlalleri üzerine düşünüyor; teknolojinin önyargıları nasıl yeniden ürettiğini ya da kırabileceğini araştırıyor.
Marciniak, bugüne kadar CNN, BBC, Forensic Architecture, Amnesty International ve Human Rights Watch gibi kurumlarla çalıştı; Polonya-Belarus sınırındaki mülteci hikâyelerini belgeleyen Border Emergency Collective’in kurucularından biri. Eserleri Warsaw Biennale, Kinema Icon (Bükreş), Haus Gropius (Dessau) ve deTour Festival (Hong Kong) gibi pek çok uluslararası platformda sergilendi.
Biz ise onun işleri ile heyecanla beklediğimiz Ars Electronica İstanbul 2025 kapsamında Piksel.Creative Solutions işbirliğiyle Zorlu PSM’de buluşacağız.
1979’da Avusturya’nın Linz kentinde kurulan Ars Electronica, sanat, teknoloji ve toplumun kesişiminde dünyanın en önemli medya sanatları platformlarından biri olarak kabul ediliyor. Her yıl Eylül ayında Linz’de düzenlenen festival, “Ars Electronica Export” programıyla farklı ülkelere taşınıyor. İstanbul, 21–28 Ekim 2025 tarihleri arasında bu küresel ağın durağı olacak. Bu yılki edisyon, Türkiye’deki dijital sanat sahnesine uluslararası ölçekte yeni bir soluk getirmeyi hedefliyor. Marciniak’ın “Anatomy of Non-Fact” adlı işi de festivalin öne çıkan projelerinden biri olarak, yapay zekâ çağında gerçeğin nasıl üretildiğini ve tabii nasıl çarpıtıldığını izleyiciyle tartışmaya açıyor.
Doğrusu açtığı tartışmalar günlerce aklımızda kalacak ve soru içinde soru üreten cinsten… O nedenle Martyna ile röportaj sorularını hazırlamak hiç de kolay olmadı… Ama o, verdiği cevaplarla her şeyi netleştirmeyi ve sanatını teknolojiden en uzak kişiye bile anlatmayı başarıyor.
- Sanat pratiğinde, spekülatif kurgu ve alegoriyi sistematik şiddet ve görsel önyargıyı ele almak için kullanıyorsun. Veriler, belgeler, söylentiler, yapay zeka ve duygusal zekasızlık ile yönetilen bir dünyada, sence kurgu bir direniş biçimi mi, yoksa verinin söyleyemediğini ifade etmenin bir yolu mu?
Kesinlikle. Özellikle yapay zekâ üzerine kurulan söylemler çok hızlı biçimde aşırı teknik ve karmaşık bir hâl alabiliyor. Benim, gerçekliği kurgusal sahnelere dönüştürerek yapmaya çalıştığım şey, verilerin ve teknolojinin çoğu insan için erişilmez ve bunaltıcı görünmesine rağmen, yapay zekâdaki yanlış bilginin özünde teknik değil; sistemsel, politik ve ekonomik bir mesele olduğunu göstermek. Kurgu bana, normalde gizli kalan bu sistemleri ve mekanizmaları görünür kılma bazen de bilinçli olarak abartma imkânı veriyor.
- Ars Electronica’da göreceğimiz “Anatomy of Non-Fact” gibi işlerinde, Balenciaga’nın reklamlarındaki beyaz pofuduk montlu papadan Pentagon’daki patlama sahtekârlığına kadar viral ya da manipüle edilmiş görselleri kullanıyor, yeniden kurguluyorsun. Bu anları yeniden kurgularken, yanlış bilginin işleyişini mi açığa çıkarmayı mı, yoksa izleyicinin “inanma arzusunu” sorgulamayı mı amaçlıyorsun?
Bu bulunan imgeleri hem teknik hem de kültürel, tarihsel ve kuramsal bir gözle derinlemesine inceliyorum. Yeniden inşa süreci, normalde görünmez olan teknik süreçleri somutlaştırmayı, bir imgenin en küçük detaylarını fark etme fırsatı yaratmayı amaçlıyor; ki bu, günümüzün hızlı ve sürekli akan medya tüketiminde genellikle kayboluyor. Bu yeniden kurgular, tek bir imgeyle kalabilme ihtimalini hatırlatıyor bana. Görüntüyle kurduğumuz hızlı, yüzeysel ilişkiyi yavaşlatarak, büyüterek ve fiziksel bir hâle getirerek tersine çevirmeye çalışıyorum.
- İşlerinin birer “kanıt” olarak mı işlev görmesini istiyorsun, yoksa gerçek/haber/bilgi üretme sistemlerine yönelik estetik ve metaforik bir eleştiri olarak mı? Teknik olarak bu iki yönü pratiğinde nasıl dengeliyorsun?
Bu kesinlikle bir eleştiri biçimi ama aynı zamanda görsel okuryazarlık için yeni bir kelime dağarcığı kurma çabası. Araştırma pratiğimde, bulunan imge, bir tür kanıt işlevi görüyor; o imgenin kültürel ya da sanatsal değeri burada belirleyici değil. Ama sanatsal pratiğimde farklı bir çerçevede çalışıyorum. Yine de araştırmacı bakışımı (ben buna “dikkati dağılmış bakış” diyorum) sentetik imgeleri eleştirel biçimde değerlendirmek için kullanıyorum. Sanırım bir ölçüde, bu araştırmacı deneyimim ve pratiğim sanatsal üretimimi de şekillendiriyor.
- Gerçekliği görsel manipülasyon yoluyla bozan “non-fact” imgelerle çalışırken, modelin kendi içindeki önyargıyı nasıl tespit ediyor........© T24





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d