menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Dünya lideri

24 13
09.04.2025

Diğer

09 Nisan 2025

Son dönemde devlet veya hükümet başkanları, kısaca “liderler” hep gündemde yer alıyorlar. ABD Başkanı D. Trump bu bağlamda küresel ölçekte kararlarıyla ön sırada.

Türkiye’de ise Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan hep gündemde.

Bu yazıda amacım bazı gelişmelere bakarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “liderliğini” kısaca değerlendirmektir. Erdoğan bir lider, bir dünya lideri olabilir mi? Bu soruya kısaca yanıt verdikten sonra Trump’ın da kısa bir değerlendirmesini yapıyorum.

29-30 Haziran 2022’de İspanya Madrid’de NATO devlet/hükümet başkanları (liderler) zirvesi yapıldı. Zirveye, üye ülkeler yanında, üyelik başvurusu yapmış olan Finlandiya ve İsveç de katılmışı.

Ayrıca, Ukrayna dahil, üye olmayan 15 ülkenin devlet/hükümet başkanları da zirveye katılmıştı. Toplam katılım 50’ye varmıştı. Zirve’de en önemli konu, Ukrayna’yı işgal eden Rusya’ya karşı nasıl bir taktik ve strateji izleneceği idi. NATO (2022).

Bir konu da, Türkiye’nin “teröristleri destekleyen” Finlandiya ve özellikle İsveç’in üyeliklerine karşı çıkması idi. ABD, NATO’nun sınırlarını genişletmek ve Rusya’yı NATO üyeleriyle çevrelemeyi sürdürmek istediği için bu üyeliklere büyük önem veriyordu.

Öyle ki, iki ülkenin üyeliğine evet demesi karşılığında ABD’nin Türkiye’yi yeniden F-35 projesine dahil edebileceği, en azından F-16 projesine olur vereceği yorumları yapılıyordu. Türkiye’nin F-35 projesine geri dönmesi ve F-16 uçakları talebi 2022’de belirsizdi. Sonrasına aşağıda dönüyorum.

İki kuzey ülkesinin üyelik konusu nedeniyle, Türkiye 2022 zirvesinde gözlerin çevrildiği bir ülke idi. Sonuçta Finlandiya, İsveç ve Türkiye arasında protokoller imzalandı; Türkiye bu iki ülkenin üyeliğine belli koşullarda olur diyecekti.

2022 NATO zirvesine Türkiye’yi temsilen Cumhurbaşkanı Erdoğan katıldı. Erdoğan toplantı salonuna girdiğinde hemen arkasında Dışişleri Bakanı M. Çavuşoğlu ve beyaz türbanlı tercümanı vardı. Kameralar Erdoğan’ı toplantı salonunda izlediler.

Salonda diğer ülke temsilcileri üçer-beşer toplanmış konuşuyorlardı. Videoları izlerken, Erdoğan’ın bu öbeklerden birine davet edilmesini, en azından Çavuşoğlu’nun bunlardan birine yönlendirmesini bekledim. Ama olmadı.

Sonunda Erdoğan, oturmuş kağıtlara notlar almakta olan Britanya Başbakanı, büyük büyük dedesi Türk olan B. Johnson’ı gördü. Yanına gidip arkadan sol omuzuna elini koydu.

Johnson çok şaşırdı, yerinden fırladı. “Eyvah” dedim, çünkü bir refleks ile Erdoğan’ın elini itebilirdi. Britanyalılar, bizler gibi, dokunarak iletişimde bulunmuyorlar.

Şu soruyu sordum; Erdoğan neden diğerleri ile karışıp görüşmedi? Yabancı dil bilmediği için mi? Yurt dışında çok eleştirildiği için mi? “Beni aralarına almazlar” diye düşündüğü için mi?

Şu bir gerçek; Erdoğan’ın yabancı ülke liderleriyle yakın bir ilişkisi olmadı, yok. Doğrusu Türkiye adına üzülmüştüm.

9-11 Temmuz 2004’te ABD Washington’da yapılan NATO zirvesinde bu üzüntüm daha arttı. Bu........

© T24