menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Güç hakikati susturamaz: Kral Lear’in soytarısı

44 28
07.09.2025

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

07 Eylül 2025

William Shakespeare

“Kral Lear”, bir kralın kibrine yenik düşerek krallığını ve aklını yitirmesinin hikâyesi… Lear, tahtını üç kızı arasında paylaştırırken, sahte sevgi sözlerine kanar ve dürüst olan Cordelia’yı reddeder. Bu kaotik kararın ardından sahneye giren soytarı, trajedinin hem mizahi hem de ahlaki sesi olur. Onun varlığı, sarayın protokol zincirlerinden kurtulmuş bir özgürlüğü temsil eder. Soytarı, ne bir lord ne bir danışman ne de bir asker; statüsüzlüğü, ona Lear’ın hatalarını yüzüne vurma cesareti verir. İlk repliklerinden biri, kralın krallığını kızlarına teslim etmesinin aptallığını alaycı bir şekilde ortaya koyar: “Malını mülkünü verdin, şimdi tacını da ver, tam soytarı ol!” Bu söz, gülünsün diye patlatılmış bir espri değil, Lear’ın otoritesini yok edişine dair keskin bir eleştiri. Soytarı, kralın kibrini, körlüğünü ve yanlış kararlarını iğneli şarkılar, bilmeceler ve paradokslarla ifşa eder. Onun mizahı, hakikatin bir maskesi; çünkü sarayda kimse, kralın yüzüne karşı bu kadar dürüst olamaz. Güç, daima hakikati susturmaya çabalar; bu güçle şövalyeler, lordlar ve danışmanlar, otoritenin gölgesinde yalanlara boyun eğer. Ancak ve sadece soytarı bütün bu gücü tersine çevirerek kullanır. Fakat bugün artık “soytarı” diye nitelediklerimiz Kral Lear’ın soytarısı kadar kudretli olmayabilir!

Gücün hakikati susturma çabası, insanlık tarihinin en eski mücadelelerinden biri.“Kral Lear”da bu çatışma, Lear’ın kızları Goneril ve Regan’ın sahte sevgi sözleriyle başlar. Bu sahnelerin arasında içimde beliren tek his, yeryüzünde babasını en çok “ben seviyormuşum meğer” gibi bir his. Onlar, kralın egosunu okşayarak güçlerini pekiştirir, ancak Cordelia’nın dürüstlüğü reddedilir. Hayatıma durup dönüp gir baktım da, ne kadar trajik bir benzerlik… Bu, gücün hakikate karşı ilk zaferi gibi görünse de, soytarının sahneye çıkışı bu yanılsamayı paramparça eder. Soytarı, kralın hatalarını yüzüne vurarak, hakikatin susturulamaz olduğunu kanıtlar.“Bir yumurtayı ikiye bölersen ne olur? İki yarım kabuk!” diyerek, Lear’ın krallığını bölerek kendi otoritesini yok ettiğini açıkça ifade eder. Bu basit benzetme, kralın danışmanlarının yapamadığını yapar: Gerçeği, kralın yüzüne vurur. Ancak bu hakikat, mizahla süslenmiştir; çünkü çıplak hakikat, güç karşısında genellikle tehlikelidir. Benim gibi. Soytarının bilgeliği, onun mizahında yatar. Bu biraz kara bir mizahtır, e çünkü sadece karanlıkta ışığa ihtiyaç vardır. Mizah, hakikati söylemenin en etkili yollarından biridir; çünkü gülüş, insanları savunmasız bırakır. Lear, soytarının sözlerini dinlerken çoğu zaman gülümser, ama bu gülüş, kralın kendi hatalarıyla........

© T24