Coğrafya Kaderse, Kaderimizi Yaşayacağız!
Amerika’nın terörle imtihanı mı dediniz? Hayır, bu bir imtihan değil; terörü araçsallaştırma, ülkeleri dizayn etme ve halkları hizaya getirme stratejisinin adıdır. ABD’nin Vietnam’dan Afganistan’a, oradan Suriye’ye uzanan kirli sicili artık bir sır değil.
ABD önce teröristi kendi getirir… Terörist ile mücadele ediyorum diye ülkeyi harabeye çevirir… Sonra teröristini de alır gider... Geride milyonlarca ölü ve yıkılmış bir ülke bırakarak... Bu bir klasik: Önce teröristini kur, sonra o ülkeyi içten çökert, işi bitince de terk et. Ama giderken ne dost tanırsın, ne vefa gösterirsin. Uçak tekerine sarılanlar, uçaktan düşenler, yerli işbirlikçiler… Her birinin akıbeti aynı: Donmak, düşmek, unutulmak.
Uçağa Binen Değil, Ülkesine Sahip Çıkanlar Kazanır…
1975’te Vietnam’da, 3 milyon insanın hayatına mal olan savaş sona erdiğinde, ABD geride sadece ölümler değil, ihanete uğramış binlerce işbirlikçiyi de bıraktı. Helikopterlere binmeye çalışanlar itildi. Kargo uçağının gizli bölmelerinde donarak ölenler ibret vesikası oldu.
Aynı manzara 2021’de Afganistan’da tekrarlandı. ABD kaçtı. Geride kalan işbirlikçiler, ABD kargo uçaklarının iniş takımlarına sarıldı. Uçak havalanınca gökyüzünden cesetler düştü. Kimin için? Kime sadakat göstermişlerdi?
Ve bugün aynı oyun Suriye’de sahnede. Bu kez başrolde PKK/PYD var. ABD’nin “kara gücü” ilan edilen terör örgütüne silah verildi, eğitim sağlandı, PR kampanyaları düzenlendi. Ama bütün bu destek, geçici bir kullan-at politikasının parçasıydı. ABD’li diplomat Tom Barrack’ın itirafı aslında her şeyi özetliyor:
“PKK’ya, YPG’ye devlet kuracağız demedik. İsterlerse ABD’ye gelip yaşayabilirler.”
Yani: İşiniz bitti, kapı orada.
Terörün Maskeleri ve Gerçek Patron
Bugün sıkça unutulan bir gerçek var: ABD sadece “İslamcı”........
© Stratejik Düşünce Enstitüsü
