Gerekirse kalemini kır ama sakın satma!
Dün meslek hayatım boyunca ödül olarak aldığım kalemleri koyduğum dolabı düzenlerken bir kez daha hatırladım merhum Sedat Simavi’nin “Kalemini kır ama sakın satma” deyişini.
Sonra gerilere gittim. TRT Ankara Televizyonu’nun yayına başladığı 70’li yıllarda Ankara-Bayındır Sokak’ta, merhum gazeteci-yazar Mehmed Kemal Kurşunluoğlu’nun “Kalem” meyhanesi vardı. Kızı Önce de TRT’de yapımcıydı.
Gazetecilerin, tiyatrocuların, aydınların uğrak yeri olan mekâna, alkol kullanmıyor olmama rağmen arada bir kurumdan arkadaşlarımla gider, ustalarımızın sohbetlerini dinlerdim. Hiç unutmuyorum bir gün, TRT Haber Merkezi’nde görev yapan kadim dostum Selim Esen ile uğramıştık.
Kalem’in bizim için en ilginç yanı, duvarlarının şiirlerle, anlamlı sözlerle donatılmış olmasıydı. Kapının girişinde sağdaki duvarı, uzunca bir yazı kaplardı. Belki de mekan adını bu yazıdan almıştı. “Kalem” başlığını taşıyan bu yazı, Selim’in ilgisini çekmiş ve bir kâğıda aktarmıştı.
★★★
Gazeteciliğin giderek zorlaştığı bugünlerde, kalem sahibi olmak sakıncalı ve çok zor bir iş haline geldiğinden, o yazıyı paylaşmanın tam zamanıdır diye düşündüm.
★★★
“İncil’de, ‘Başlangıçta söz vardı’ diye yazılıdır. Belki başlangıçta söz vardı ama sözü yazmak için de kalem gerekliydi. İnsan kalemi bulmalıydı. Kalemi insan bulmadı, Tanrı yarattı. Tanrı kalemi yarattığında:
-‘Ey kalem, yaz bakalım...’ dedi.
Kalem göğe baktı, yere baktı, yerle gök arasındaki boşluklara baktı, bir şey yazamadı. Şaşkınlık içinde:
‘Ulu Tanrım ne yazayım?..’ diye........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d