menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Bir Alışkanlığın Ardından”

9 0
19.09.2025

Bu hissi geçen hafta teslim ettiğimiz Yargıtay binasında da yaşadım. O tarihi yapı, yıllar boyunca kimlerin nefeslerine duraklık etti bilinmez. Yenilenmesi gerekti ve biz, iklimlendirme sistemlerini baştan kurduk. Teslim günü imzalar atıldı, herkes birer birer işini bitirip gitti. Sona kalanlardan oldum. Merdivenlerinden inerken; bir yanda çalışmanın telaşı, diğer yanda yan blok yıkıldığında havaya karışan o toz duman… Hepsi zihnimde miski amber hatıralarına dönüştü. Aylarca herkesin sinir uçlarını gerdiği o dönem, sanki hiç yaşanmamış gibiydi. Ama iş bitmişti. Ve zihnim, yine o buruk tadı sessizce tattı.

Biz neden alışkanlıklarımızdan vazgeçmekte bu kadar zorlanıyoruz? Ya da, vazgeçmeli miyiz? Bu soruların tam ortasında, ben neden harflerin raksından vazgeçemediğimi anlatmak istiyorum. Jean-Jacques Rousseau’nun “Ortak irade, herkesten gelip herkese uygulanabilendir” sözü geldi aklıma. Belki de alışkanlıklarımız, bu ortak iradenin gölgeleri… “Üzüm üzüme baka baka mı kararır?” sözü gibi. Her alışkanlık için geçerli değil elbette. Ama bazıları, kendi içinde kümelere ayrılıyor. Zihnimde taslağı olan bir kitap var; bu yazı da onun derin sularına........

© Sonsöz