Sokaktaki Vicdanın Sınavı Patili Canlarımız dı Ama Oda Sınıfta Kaldı!!
Dişimizden tırnağımızdan artırarak, gözümüzü kırpmadan harcadığımız emekler; sadece bir kap mama değil, bir ömürlük sevgiyle beslediğimiz dostlarımız içindi.
Aylardır Anayasa Mahkemesi’nden çıkacak kararı umutla bekledik. “Yok canım, bu kadar vicdansız bir yasa geçmez,” dedik. Belki de kendimizi kandırdık; içten içe olacakları tahmin etmemize rağmen. Ve o gün geldi çattı... Karar verildi. Yasanın geri çekilmesi için verilen dilekçeler, yapılan eylemler, toplanan binlerce imza... Hepsi karşılıksız kaldı.
Hiç düşündüler mi acaba? Binlerce insan neden zamanını, parasını harcıyor? Bir çıkar uğruna mı? Yoksa sadece bir patili can daha rahat etsin diye mi? Hepimizin tek kaygısı, o masum gözlerde bir nebze huzur görebilmekti.
Ben kendi sokağımda sekiz yıldır emek verdiğim, adını “Toyota” koyduğum o güzel yavrumun gitmesine nasıl müsaade edebilirim? Bu sorunun cevabını günlerdir düşünüyorum ama bulamıyorum. Belki de hayatımda ilk kez, çaresizliğin bu kadar derinine iniyorum. Ben ve benim gibiler, yüreğimizde kocaman bir boşlukla baş başa kaldık.
Çünkü kaybettiğimiz sadece bir kedi ya da bir köpek değil; vicdanımızın sesi, sokaklarımızın neşesi, insanlığımızın aynasıydı.
Bir gün diyeceğiz ki ;
Bir sabah uyandık ve dünyamız biraz daha sessizdi. Çünkü mahallemizin maskotu Karabaş artık yoktu. Sokağın köşesinde kuyruğunu sallayarak bizi karşılayan, çocukların elinden yiyecek kapan, geceleri nöbet tutar gibi sessizce yatan o minik dostlar… Onlar artık yok. Nereye gittiler? Neden gittiler? Geri dönebilecekler mi? Hiçbirimizin cevabı yok. Bildiğimiz tek şey, yeni çıkan bir yasanın onların kaderini tek kalemde değiştirdiği.
Bu yasa, sokaktaki hayvanların “toplanması” adı altında adeta bir yok oluşun........
© Sonsöz
