menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

1848 Devrimi ve gerçekçilik

25 24
23.11.2025

Gustave Courbet’nin “Taş Kırıcılar” resmi hemen herkesin aşina olduğu ve sanat tarihinde de önemli bir çalışmadır. Ne yazık ki resim, İkinci Dünya Savaşında isabet eden bir bombasıyla yok olduğu için ancak fotoğraflarından görebiliyoruz. Realist akımın ilk örneklerinden olan “Taş Kırıcılar” ile Fransa’ya, bıraktığımız yere yani İkinci Cumhuriyet’in kuruluş yıllarına dönüyoruz.

Fransız halkı şimdiye kadar 1789 Devrimi ile Birinci Cumhuriyetini kurmuş ama çok geçmeden Napolyon’a iktidarı kaptırmış; ardından 1830 ayaklanmalarıyla iktidarı alaşağı etse de peşine kurulan Geçici Hükümet ve hemen sonra Anayasal Monarşi ile istediği eşitliği bulamazken liberallerin etki alanı artmıştı.

1848’e doğru tüm Avrupa’da ekonomik bunalım kendini göstermeye başlar. Marx’a göre devrimin ortaya çıkışını hızlandıran iki önemli kriz vardır. Birincisi, halktaki genel huzursuzluğun artması: 1845 ve 1846 yıllarında patates hastalığı ile kötü hasatlar elde edilmiş, 1847 yılındaki fiyat artışlarıyla da kıtanın geri kalanında olduğu gibi Fransa’da da kanlı çatışmalar yaşanmıştı. Açlığa karşı ayaklananlar idam edilirken karınları tıka basa dolu dolandırıcılar ise kraliyet ailesi tarafından mahkemelerden kaçırılmıştı. İkincisi, İngiltere’de yaşanan ama tüm Avrupa’yı etkileyen genel bir ticaret ve sanayi bunalımıydı: 1845 ve 1846’da nüveleri ortaya çıkan ama ertelenen bunalım, sonunda 1847 sonbaharında, Londra’daki büyük sömürge malları tüccarlarının iflası ile ortaya çıkmıştı. Önce emlak bankaları iflas etmiş ardından fabrikalar kapanmaya başlamıştı.[1]

Tüm bunların Fransa üzerinde etkisi henüz devam ederken 1848 yılında Şubat Devrimi patlak verir. Barikatlar üzerinde verilen kavganın sonucundan Temmuz Monarşisi yerini Geçici Hükümete bırakmak zorunda kalır. Geçici Hükümet, farklı sınıfların uzlaşısı anlamındadır ve burjuvazinin cumhuriyetçi olanları ile olmayanları dışında işçi sınıfından yalnızca iki temsilci vardır. Dolayısıyla Şubat Devriminin sözcüsü, nicel olarak baskın oldukları gibi görüşleriyle de burjuvazidir. Ama işçiler cumhuriyeti 1830’da olduğu gibi kaptırma niyetli değildir. Bu yüzden işi garantiye alıp silah zoruyla kabul ettirmeye karar verirler. Paris proletaryası adına Geçici Hükümete bir mesaj gönderilir. Mesajda, iki saat içerisinde cumhuriyet ilan edilmezse, iki yüz bin kişiyle kapılarına dayanacaklarını söylerler ve bir taraftan da henüz sokaklardan kaldırmadıkları barikatlarla göz dağı verirler. İşte, Fransız halkı İkinci Cumhuriyeti böyle kazanır.

Ne var ki, işçilerin ve burjuvazinin çıkarları asla ortak olamayacağı için sınıf uzlaşısına dayalı hükümet ile varılan nokta devrimin yenilgisi olur. Bu yazıda yenilginin detaylarına giremeyeceğimizden, ömrü 4 yıl olan İkinci Cumhuriyetin işçilerin örgütlülüğünü ve bilincini artırdığını vurgulayarak devam edelim.

Her toplumsal değişimin sanata mutlaka bir etkisi olur. 1848 Devriminin ve kendini bir sınıf olarak hissettirmeye başlayan işçilerin sanattaki yansımasının da gerçekçilik olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. “Taş Kırıcılar” da gerçekçilik akımının ilk ve en önemli eserlerinden biri olarak tam da devrimin ardından,1849 yılında yapılır. Resim, bir taraftan işçilerin artık kendi konularını meclisin gündemi yapacak kadar görünür hale gelmelerinin, diğer taraftan ressamı Courbet’nin yaşadığı aydınlanmanın simgesi olarak görülebilir.

Courbet resmi yapmaya karar verme hikayesini şöyle anlatır:

“Bir manzara yapmak için arabamızla Saint-Denis Şatosu’na gidiyorduk. Maisières yakınlarında, yolda taş kıran iki adamı görmek için durdum. Bu kadar yoksulluk ifadesiyle nadiren karşılaşılır; bu yüzden tam orada, o anda bir tablo fikri aklıma geldi. Onlarla ertesi sabah stüdyomda buluşmak için........

© soL