menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

19 Mart’tan 19 Mayıs’a, buradan nereye? 

53 10
21.05.2025

AKP’nin 31 Mart 2024 seçimlerinde aldığı ağır yenilgi sonrasında başlayan normalleşme dalgası 1 Ekim günü TBMM açılışında CHP’nin Erdoğan’ı ayakta karşılamasıyla zirve yapmış ama bu dalganın geri çekilmeye başlaması da aynı güne tekabül etmişti.

Çünkü o gün Devlet Bahçeli gidip DEM Parti'li vekillerle tokalaşacak ve hemen ardından yaptığı açıklamada bunun klasik bir nezaket tokalaşmasının ötesinde olduğunu söyleyecek, kısa süre sonra da Öcalan’ı Meclis kürsüsüne davet edecekti.

CHP ise ayak sesleri duyulmaya başlayan sürece daha ilk günden itibaren destek verecek olsa da normalleşmenin sona ermesini engelleyemeyecekti; çünkü aynı günlerde iktidar Kürt sorunu başlığında devreye soktuğu sürece “seçimsizleştirme” sürecini de ekleyecek ve CHP’li belediyelere yönelik operasyonlara girişecekti.

Geçerken not edelim: O günlerde DEM Parti’li belediyelere yapılan operasyonlar ve kayyım atamaları da “barışı sabote girişimleri” değil, bizzat “barışı dayatma” operasyonlarıydı ve yukarıda sözünü ettiğimiz birbirine paralel iki sürecin ürünüydü.

Bu operasyon ve atama dalgalarından sonra gelen İmamoğlu’na yönelik 19 Mart operasyonu ise kimilerinin iddia ettiği gibi Kürt sorunundaki yeni sürece yönelik bir karşı hamle, yani “sürece karşı olan” Erdoğan’ın “sürecin yürütücüsü” Bahçeli’ye karşı yaptığı bir hamle değil, o süreçle seçimsizleştirme sürecini bir arada yürüten ortakların koordineli bir hamlesiydi.

Süreç yılın ilk günlerinden itibaren yargı sopasıyla adım adım dizayn edilmiş, İmamoğlu’na ulaşacağı bilinen dalgada Kürt siyaseti görece nötrleştirilmiş ve tepkisizleştirilmişti. Dolayısıyla 19 Mart, Kürt sorununa dair süreci baltalamadı, onu daha da derinleştirdi ve hayata geçirilir hale getirdi. Kürt sorununa dair süreç de iktidarın 19 Mart’ı yapabilmesini kolaylaştırdığına göre bir karşılıklılık ve birbirinden beslenme hali söz konusuydu yani.

Yeni süreçle birlikte CHP-DEM ilişkilerinin sabote edileceği varsayılmış ve bunda da belli bir başarı sağlanmıştı ama hesaba katılmayan şey sokaktı. İktidar operasyonlara CHP’nin vereceği tepkinin kendi belirlediği sınırların dışına ve sokaklara taşmayacağı kanaatindeydi ki CHP’den gelen ilk tepkiler de bunu destekliyordu.

Ancak o gün İstanbul Üniversitesi öğrencileri sahneye çıktılar ve yıllar önce denklemden çıkarılan sokağı tekrar denkleme dâhil ettiler. Onların sayesinde Türkiye’nin her yerinde kitleler büyükşehirlerin meydanlarını,........

© soL