menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Selahaddin Demirtaş’ı eleştirmenin dayanılmaz konforu

16 0
16.03.2025

Selahaddin Demirtaş “Korkma! Barış” diye bir yazı kaleme aldı ve kimileri utangaçça kimileri de kantarın topuzunu kaçırırcasına bayağı kaba ve eleştiriden ziyade içlerindeki öfkeyi kusarak Demirtaş’ı eleştirmeye başladılar. Elbette herkes eleştirilir ve eleştirilmelidir de… Eleştiri, bir fikri canlı tutmak ve hayatın olağan akışına doğru gitmesi için gereklidir de… Yeter ki doğrular içerisinde bir doğru ile beslensin. Ama görünen o ki; yazılan, çizilen ve konuşulanların önemli bir kesimi doğruyu arama veya yazıda var olan eksik ile yanlışı düzelteme ihtiyacından çok yazıyı ve doğal olarak yazın sahibini itibarsızlaştırma amacıyla yapılıyor. Bu büyük bir haksızlık. Bu haksızlık somut ve kabul edilebilir verilere de dayanmadığı için kulağa hoş gelen sloganlar dışında bir şey de ifade etmiyor.

İki temel eleştiri üretiliyor. İlki ‘ne değişti veya ne kazandık da barış’ deniliyor. İkincisi de ‘neden bağımsızlık veya farklı statülerde ısrar yok’ deniliyor.

İzninizle ilkinden başlamak istiyorum…

‘Ne kazandık da barış olsun diye bu haykırışı yapıyorsunuz’ deniliyor. Ama en acı gerçek ıskalanıyor. Barış olmadığı için kaybedilen ve telafisi mümkün olmayan zaman ve bu zaman içerisinde yaşanan 50 bin insanın ölümü, on binlerce insanın sakat kalması ve yine on binlerce insanın cezaevlerinde çürümesi. Faili meçhuller… Köy yakmalar… Kürt ve Kürt meselesinin dünyada terörizm tanımı altında kriminalize edilmesi… Sizce barış olmuş olsaydı tüm bunlar yaşanmış olur muydu? 10 yıl evvel, yani 2015 haziranında Kürtler tarihinin en yüksek oyunu alıp 80 milletvekili ile mecliste temsil edilmeye hak kazandılar. 103 belediyeyi kazandılar. Barış sürecini beraber yürüttükleri Ak Parti ilk defa tek başına iktidar olmayı kaybetti ve bu durum Kürtlere iktidar ortağı olma şansı yaratmasına rağmen “seni başkan yaptırmayacağız” söylemi ile bu şans boşa çıkarılmadı mı? Akabinde Diyarbakır Sur, Cizre, Nusaybin gibi Kürt şehirleri yerle bir edilmedi mi? Ve binlerce insan cezaevlerine........

© Serbestiyet