İsmet Özel’in Şiir Okuma Kılavuzu pek çok başka konuda da kılavuzluk edebilir
Önce şunu belirtmem gerekir ki ben bir İsmet Özel hayranı değilim. Şiirleriyle fikirlerini ayrı ayrı
değerlendirmek gerekir diyenler arasında da yer almıyorum. Şiirlerinden sevdiklerim de var fazla zorlama
bulduklarım da…Onu genel olarak fazla radikal buluyorum ama tam da bu nedenle önemli olduğunu
düşünüyorum. Bütün bunlar saygı duymamı engellemiyor. Tam aksine, uzaktan uzağa saygıyla izliyorum.
İsmet Özel gibi isimler ne dediklerinden bağımsız bir güce ve yere sahiptirler çünkü bizatihi varlıklarıyla
ve duruşlarıyla düşünülemez olanın -radikal biçimde!- başka türlü düşünülebileceğini, her şeyin başka
biçimlerde olabileceğini hatırlatırlar. Bu yüzden, belki de radikal ve kışkırtıcı olmak zorundadırlar. Yılların
paslanmış sorunlarını ters yüz edebilmek için radikal olmaktan başka çare yoktur. Bu başka türlü düşünme
olasılığının yanlış olup olmaması da önemli değildir burada. Esas olan alışılmış kalıpların dışına
çıkılabileceğini gerçek anlamda hissettirmesidir ki o da bunu yaptığı için -hele ki muhafazakar camiada
yapabildiği için! – oldukça değerlidir.
İsmet Özel hayranı, Vali yardımcılığından emekli bir büyüğüm var. Her buluşmamızda beni yeniden
kendime dönmeye çağırır! Fazla Batılı düşündüğümü söyler, iğneleyerek ve eğlenerek. Kendisinin de bir
zamanlar benim gibi olduğunu ve beni anladığını ama bunun bir çıkmaz sokaktan başka bir yere
götüremeyeceğini söyledikten sonra konu muhakkak bir yerinden İsmet Özel’e bağlanır. Ben de her
defasında mülki idare arasında ender rastlanabilecek bir entelektüel birikime ve derinliğe sahip olduğunu
ve tam da bu nedenle ancak Vali yardımcılığına kadar yükselebildiğini!- düşündüğüm (bu böyledir,
derinleştikçe yüzey sizin için daha kaygan hale gelir) bu kişinin dediklerini gerçek anlamda önemsediğim
için ciddiyetle dinler, ayrıldıktan sonra söyledikleri üzerinde düşünmeye devam ederim. Genellikle de
Batıyla olan ilişkimizin ne denli sorunlu olduğunu anlarım her defasında. Ama onun kastettiği biçimde
değil! Başka biçimlerde ne denli kompleksli, karmaşık, öfkeyle ve çaresizliklerle dolu olduğunu…
Vali yardımcısı büyüğüm gibi pek çok kişiye göre İsmet Özel’i sevmeyenler, dinden uzak, seküler beyaz
Türklerdir genellikle ve bu insanlar -eğip bükmeden demek gerekirse- Batı karşısında kompleksli
“devşirmeler”dir. Kendi değerlerimizi ve tarihsel birikimimizi, hafızamızı asla temsil etmemektedirler;
geçmişle bağımızı yitirmemizde en ufak bir sorun görmemekte, dil devriminden ancak mutluluk
duyabilmektedirler. Müslümanlıkla başları dertte olan kimselerdir. Oysa ona göre bu insanlar, ne
kaybettiğimizi bilseler belki nerede arayacaklarını da bilebilirler! Diğer bir deyişle, neyi nerede arayacağını
bilmek için neyi nerede kaybettiğini bilmek gerekir ve bu ülkenin sorunu tam da bunu bilememektir. İsmet
Özel gibi adamların savaşı tam olarak doğru yere bakma mücadelesidir. Bir kere daha, bu mücadelenin
doğru ya da yanlışlığından bağımsız olarak kendisi, sembolik değeri çok kıymetlidir. Fakat burada bir soru
açığa çıkar? En azından benim sorma ihtiyacı duyduğum bir soru: eğer içimizdeki Batılı devşirmelerse
sorun, bu insanlar kendini bilemeyen kaybolmuş nesillerse, gerçek........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein