Neticede Oyun, Ama Kazanan Kim Olacak?
Kumarbaz’ı ve Siddhartha’yı hatırlayarak...
Zaman hiç durmaksızın akıyor. Duruyormuş gibi görünmesi de akışı değiştirmiyor. Zaman bir izafiyet. Türlü türlü illüzyonları sinesinde saklayan bir izafiyetle mündemiç zamanın varlığı. Hâl böyle olunca akış sabit bir değer olarak yerini koruyor. Lâkin söz konusu zaman ve mekân geçişliliği olunca, Napoli Kadıköy treni her zaman bâki.
Vakit tükeniyor. – mu – ?
Tükendikçe/aktıkça yahut zaman, hayat kartları daha açık oynuyor. Niyetini açık etmekten imtina etmeksizin hamle yapıyor. Elbet, elimdekiler nispetinde ben de atıyorum kartları. Oyun bu. Uzun bir oyun. Yahut zamanın izafiyet olduğunu hatırda tutunca kısa bir oyun olma imkânını taşıyan bir hayat nitekim.
Bir kumarbaz edasıyla masanın başında oturuyorum. Attığım kartların her biri konuşuyor böylelikle: ‘Ben, kumarbazın kartıyım. Her an, beklenmedik herhangi bir an varlığımla tek başıma masayı dağıtabilirim.’ Bir kartın masayı dağıttığı, hikâyenin tam on ikiden vurulduğu anlar, önemli yahut önemsiz her bir hamleye bir mânâ yüklüyor: Kumarbazın........© Samsun Gazetesi
