Suyun altında unutulan sessizlik
Suya her dokunduğumuzda aslında iki dünyanın sınırına değiyoruz:
Üstte gürültü, altta sessizlik.
Yukarıda koşuşturma, aşağıda zamanın yavaşladığı o derin, o mavi evren.
Ben her daldığımda şunu fark ediyorum:
Su altı, insana yalnızca nefesini değil, yüreğinin ağırlığını da hafifletmeyi öğretiyor.
Dışarıdan bakanlar dalışı sadece teknik bir beceri sanır. “Yüzme biliyor musun?” diye sorarlar.
Oysa bilmezler ki; suyun altına dalmak için aslında yüzme bilmekten çok daha başka bir şey gerekir:
Kendini suya emanet edebilme cesareti.
Su seni taşır, kaldırır, sarar. Sen panik etmezsen, o seni bırakmaz. Dalmak, öğrenmekten çok hatırlamaktır; bedeninin suya zaten ait olduğunu…
İlk metreler her zaman aydınlıktır. Güneş, suyun yüzeyini kırıp içeri sızarken ışık oyunları yapar. Bazen altın renkli çizgilerle, bazen mavi........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein