Anımsamak
Belleğin gizemlerine doğrusu hiç aklım ermediği gibi sürekli beni şaşırtıyor. Olmadık şeyler, hiç olmadık bir zamanda belleğimin kuytu köşelerinden göz kırparken, anımsamaya çalıştıklarım bir türlü aklıma, dilimin ucuna gelmiyor. Kimi çocukluk anılarım canlılıklarını korurken, bir saat önce tanıştığım insanın adını hatırlamıyorum. En acısı, gün oluyor karşılaştığım onca yıllık bir arkadaşımın adını unutmuşum. Nitekim imza günlerinde, bu sıkça başıma geliyor. Kitabı imzalamam için uzatıyorlar, elde kalemim, yüzlerine boş boş bakıyorum. Neydi diyerek adını sormaya kalksam, gerçekten çok ayıp olacak diye düşünüyorum... Bazen o arkadaşlarla biraz söyleşerek ya da kimin adına imzalayayım diyerek, anımsamak için zaman kazanmaya çalışıyorum. Bazen de umarsız pes etmek zorunda kalıyor, özür dileyerek adını soruyorum.
Halil Cibran anımsamayı bir buluşma, unutmayı da bir özgürlük biçimi olarak tanımlar. Buluşmayı anlıyorum da, unutmanın nasıl bir özgürlük olduğunu düşünüyorum. Elbette geçmişte yaşanan........
© Şalom
