menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kuyuya Düşen Tırtıl

10 0
28.09.2025

Hayat, çoğu zaman düz ve güvenli bir yol gibi görünür. Sabah uyandığımızda günün bize ne getireceğini bilemeyiz; yürüdüğümüz yol sakin, ufkumuz açıktır. Ancak bazen bir anda, beklenmedik bir şekilde karşımıza çıkan engeller, bizleri derin bir kuyuya düşmüş gibi hissettirebilir. Bu kuyu, mecazi anlamda yalnızca sıkıntı ve acıyı temsil etmez; aynı zamanda sabrımızın, direncimizin ve şükür duygumuzun sınandığı bir mekândır.

Kuyuya düşmek, insanın kontrolünü kaybettiği anların metaforudur. Musibet, hastalık, kayıp, hayal kırıklığı veya maddi sıkıntılar… Her biri, hayatın düz giden yolunda aniden karşımıza dikilen bir engel gibidir. İnsan ilk anda şaşırır, belki de karamsarlığa kapılır. Ancak bu karanlık anlar, bize bir iç yolculuk fırsatı da sunar. Çünkü kuyunun dibinde kendimizle baş başa kalırız. Sabır, bu anlarda devreye girer; sabretmek, sadece beklemek değil, aynı zamanda yaşananı kabul edip doğru adımlar için zihni ve ruhu hazırlamaktır.

Şükür ise, kuyunun dibinde farkına vardığımız başka bir hazinedir. İnsan sıkıntı içinde olmasına rağmen hâlâ küçük bir nefesin, bir dostun, bir öğüt verenin varlığını takdir edebilir. Şükretmek, karanlıkta bile ışık bulabilmektir. Bu bilinç, yalnızca kuyuya düşen insanın dayanma gücünü artırmaz, aynı zamanda yaşadığı deneyimden öğrenmesini ve olgunlaşmasını sağlar.

Ey Okur!

O nedenle aslında hayatın düz görünmesi yanıltıcıdır; her yol, bir gün bir kuyuya açılabilir. Önemli olan, bu kuyuya düştüğümüzde nasıl davrandığımızdır. Panik ve yılgınlık yerine sabrı ve şükrü rehber edinmek, kuyuya düşmeyi bir trajedi olmaktan çıkarır; onu bir eğitim ve tefekkür fırsatına dönüştürür. İnsan, kuyuya düşse de, sabrın ve şükrün ışığıyla oradan yükselmeyi öğrenir. İşte hayatın en değerli derslerinden biri budur: karanlık anlar, ruhu güçlendiren, sabrı ve şükrü derinleştiren birer öğretmendir.

Ey Arkadaş!

Seni anlıyorum. Hayatında sabırla beklediğin emeller, umutla kurduğun hayaller var. Bu hayallerin ortasında birden kendini bir kuyunun dibinde bulduğunu düşün. Bütün ışıklar kapanmış, gökyüzü gizlenmiş, umutların karanlığa gömülmüş.

İşte o anda şeytan ve nefis sana şöyle fısıldar:

“Bütün emeklerin boşa gitti. Sen artık çıkamazsın. Buradan kurtuluş yok.”

“Her şey bitti. Bu karanlık senin sonun.”

Her şeyin bittiğini düşünen ey arkadaşım!

İşte tam da her şeyin bittiğini sandığın o an,........

© Risale Haber