menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Çekirdeğin İçindeki Ufuk

10 0
29.10.2025

İŞÂRETLERİN İZİNDE - EMİRDAĞ’DAN KELİME KELİME BİR YOLCULUK (02): ÇEKİRDEĞİN İÇİNDEKİ UFUK

(Dördüncü Mesele’den seçilmiş bir hakikatle kısa sözün uzun yolculuğu.)

“Meyve’nin Dördüncü Mesele’sindeki bir hakikatin izâhı…”

Emirdağ Lâhikası-I Sayfa: 56 - 58[1]

Bir ormanı bir tohumun kalbine, bir okyanusu bir damlanın sükûnetine sığdıran bir sır vardır. Muazzez Üstadımız da hakikatler okyanusundan tek bir damlayı, mânâlar ormanından tek bir çekirdeği avucumuza bırakır bu defa. Çünkü bilir ki, her şeye birden bakmak çoğu zaman hiçbir şeyi tam görememektir. Gürültünün içinde kaybolmak yerine, tek bir hakikatin nüvesine eğilmek, o çekirdeğin içindeki sonsuz ufka dalmaktır. Bu bölümde, o tek hakikatin, o özenle seçilmiş nüvenin izini süreceğiz. Kâinatı bir harfte okuma sanatına, o kısa sözün uzun yolculuğuna şahitlik edeceğiz.

1. NE ÎMÂ EDER?

Bu ifade, Dördüncü Mesele’de tek bir “hakikat”ten değil, birçok hakikatten söz edildiğini îmâ eder; Hazret-i Üstad, bu mektupta o hakikatlerden yalnız birini seçerek “izâh” edeceğini haber verir. Böylece hem Dördüncü Mesele’nin zenginliğine işâret edilir, hem de okurun zihni “odaklı bir derse” hazırlanır: geniş bir külliyâttan bir nüve çekilecek, o nüvenin etrafında derinleşilecektir.

Dördüncü Mesele’nin kendi içeriğine baktığımızda “ömür sermayesinin azlığı”, “mütedâhil (iç içe) dâireler” ve “farz/vazife hiyerarşisi” gibi birbiriyle bağlantılı bir dizi ilke (yani hakikat) açıkça görünür. “Her dâirede bir vazife bulunduğu, fakat en küçük dâirede vazifenin en büyük ve dâimî olduğu” gibi tespitler, kısa cümlelere sığan yoğun ifadelerle gelir.

2. “HAKİKAT” KELİMESİNİN AĞIRLIĞI

Hakikat”, İslâm ilim geleneğinde sıradan bir “görüş” değil; “gerçeğin kendisi / şeyin özüne uygun olan” anlam alanına sahip köklü bir kavramdır.[2] Klasik literatürde “hakikat–mecaz” ayrımı, hakikati lafzın asıl/doğrudan mânası; geniş planda ise vâkıaya uygunluk olarak tanımlar.[3] Modern doğruluk felsefesinde de “mütâbakât” (correspondence) anlayışı, bir önermeyi doğru kılanın dış gerçeklikle örtüşmesi olduğunu söyler.[4] Dolayısıyla........

© Risale Haber