Kabrin ve kalbin kefeni ihramla Hac: Arafat
Hac Düşünceleri-7
Arafat yolcuları artık hareket, bereket ve feyz içinde Arafat’ta vakfeye hazırlanıyorlar. Bu güne kadar nefislerini terbiye eden Harem-i Şerif ikliminde hazırlandılar bu rahmet dağının seslenişine.
Arafat’a giderken, tarihin vicdanında saklı hüzünle sabrı ve hidayeti iç içe dokuyan sahneler geliyor aklımıza. Hayalen asr-ı saadete gidiyoruz. İzini ve yüzünü hep cemal tecellileri ile idrak ettiğimiz Peygamberimiz’in (asm) huzurunda mahcubiyetli bir dönemi görüyoruz.
Taif, Mekke'den Arafat'a giden yolda sizi selamlayan dağları ile bilinir.
Taif, İslamiyet öncesi övündüğü Mekke'nin üç büyük putu olan Lat, Uzza ve Menat'tan, Menat'la üstünlügünü iddia eden bir mirasla, Efendimizi (asm) taşlamıştı. Mübarek dişleri kırılmıştı. Peygamberimizin o gün maruz kaldığı saldırı ve zulüm karşısında gösterdiği sabırla Taifliler için hidayet dilemeyi tercih etmişti.
Rabbimizin bedduasına anında mukabele edeceği bir hal ve irade ile talebini beklediği bir vasatta, O rahmet peygamberi olarak istikbalin Taif’ini inşa edecek şefkatle muamele etmişti. Taif’in o günkü Şeytanı ve adamlarının kendisine karşı kışkırttıkları Taiflilere hidayet diliyordu. "Ataları ile putları"nı miras bilen inkara karşı merhameti tercih ediyordu Hz. Muhammed (asm). Günümüzün atalarına ve putlarına güvenen, referanslarını hep mümin imanı ile bağdaşmayan bu “Taif menfiliği”nden alan yer yüzü fesat dağları ve saldırıları karşısında, iman kalesinin sabır bekçileri şefkat ve hidayet duasıyla, müspet hareketle hidayete dönecek Taifliler için şefkat yükleniyorlardı. Güç kavgalarının Emevi dayatmaları ve Kerbala hicranı ile Kabile övgülerinin kurumsal devlet çatısı ile yeryüzünü mazluma zehir eden haksızlıkları karşısında, yeni Taif’i inşa edecek muhlesunlar gerekiyor. Nurani, kalbi, irfani bir tearüf ve teavün cazibesiyle birbirine sarılan, musafaha eden, birbirine muhabbetle arş-ı alanın rahmet bulutlarına taşıyan ve şefkat yağmurlarıyla ödüllendirilen bir Arafat vicdanı ile fıtratlar inkişafın inşirahına ererler.
Nihayetinde Mekke'nin fethi ile birlikte, öncesi Peygamberimize (asm) zulmeden ve hicrete zorlayanlara bile "Bugün affetme günüdür" demiş ve hem Mekke'yi hem de Mekkelileri fethetmişti.
Taif de bundan nasibini almıştı.
Taif’e yağan hidayet yağmuru ile birlikte Taif'ten Arafat'a akan Taifliler, Hac yolunda Müzdelife'den biriktirdikleri taşlarını Mina'da şeytana ve taraftarlarını temsil eden sıfatlarına atıyorlar.
Efendimizi (asm) inciten taşlara gösterilen sabır ve şefkat, ihlas ve irade ile verilen cihad meyve vermişti.
Taifliler, Arafat-Müzdeliife-Mina-Mekke hattından hacı olarak Taif'e dönüp artık her yerde şeytanı ve temsillerini taşlıyorlar.
Rabbim eski Taiflilerden yeni Taif’e dönüşen hidayet temsillerini ve hakiki imanın ihlas tezahürlerini bu tearüf günlerinde yeryüzüne hakim kılsın inşallah.
***
Bir hac yolculuğunda tanışmıştı Arif'le.........
© Risale Haber
