Kuşaklar Üzerinden Sosyal Dönüşüm ve Yeni Bir Siyasetname İhtiyacı
Talepler, istekler, hevesler, ihtiraslar… Geçmişte de bugün de aynı. İnsanın merkezde olduğu bir dünyada yüzyıllardır milyonlarca insan doğdu, büyüdü, yaşadı, yaşlandı ve ölüp gitti. Her şeye rağmen her dönemin kendine özgü bir rengi, bir sesi, bir ahengi de olmadı değil. Şayet aynı zaman diliminde yaşayanları biyolojik ve sosyolojik açıdan ‘nesil’ diye adlandıracak olursak, tarihi ve anı daha rahat okuyabiliriz.
- YUSUF TOSUN
- 20 Mayıs 2025
Kuşakların İzinde
Evren ve içindeki canlı-cansız tüm varlıklar sürekli bir değişim-dönüşüm-başkalaşım halini yaşıyor. İşin doğrusu; özünü, özgünlüğünü yitirmeden gerçekleşen bu döngü belli periyotlarla aynı halin tekrarından başka bir şey değil. Belki de tek değişen sahnedeki figürler, görüntüler, renkler, sesler, efektler… Gerçekte ise olup biten aynı halin tekrarı…
Değilse, bundan tam 2.375 yıl önce M.Ö. 350’de Aristotales’in “Bugünlerde gençler kontrolden çıkmış durumda. Kaba bir şekilde yemek yiyorlar, yetişkinlere karşı saygısızlar, ebeveynlerine karşı çıkıyorlar ve öğretmenlerini sinirlendiriyorlar…” sözlerini başka nasıl yorumlamak gerekir? Bu sözlerin bugün Ahmet Amca’nın, Fatma Teyze’nin kurduğu cümlelerden ne farkı var? Yani zaman cephesinde değişen bir şey yok.
Temelde o gün de bugün de ihtiyaçlar hep aynı… Talepler, istekler, hevesler, ihtiraslar… İnsanın merkezde olduğu, olup biten her şeyin insan odaklı olduğu bir dünyadan bahsediyoruz. Dünya sahnesinde hayata gözlerini açıp kendisine biçilen rolü süresinde ifa eden ve neticede usulünce vedalaşıp ayrılan insan yani. Yüzyıllardır milyonlarca insan bu şekilde dünyaya doğdu, büyüdü, yaşadı, yaşlandı ve ölüp gitti.
Her şeye rağmen her dönemin kendine özgü bir rengi, bir sesi, bir ahengi de olmadı değil. Şayet aynı zaman diliminde yaşayanları biyolojik ve sosyolojik açıdan ‘nesil’ diye adlandıracak olursak, tarihi ve anı daha rahat okuyabiliriz. Buna ‘kuşak’ veya ‘jenerasyon’ da diyebiliriz.
Literatürde biyolojik olarak ebeveynler ile çocukların doğum tarihleri arasındaki zaman “kuşak” olarak ifade ediliyor. Ancak bu zaman-süre izafidir. Çünkü günümüzde ortalama çocuk sahibi olma yaşı geçmiş dönemdekilerle aynı olmadığından, kuşakların sosyolojik boyutunu da dikkate almak durumundayız. Bu nedenle TDK sözlüğü sosyolojik açıdan kuşağı; “Yaklaşık olarak aynı yıllarda doğmuş, aynı çağın şartlarını, dolayısıyla birbirine benzer sıkıntıları, kaderleri paylaşmış, benzer ödevlerle yükümlü olmuş kişiler topluluğu; yaklaşık yirmi beş otuz yıllık yaş kümelerini oluşturan bireyler öbeği; göbek, nesil, batın, jenerasyon” (1) olarak tarif eder.
Peki, şu an kaç kuşak hayatta dersiniz?
Şayet genel kabule göre kuşak olarak ortalama 15-20 yılı baz alacak olursak, hâlihazırda hayatta olan altı kuşaktan bahsedebiliriz. Bu kuşaklar sırasıyla:
– Sessiz Kuşak (1925-1945)
– Bebek Patlaması Kuşağı (1946-1964)
– X Kuşağı (1965-1980)
– Y Kuşağı (1981-1996)
– Z Kuşağı (1997-2010)
– Alfa Kuşağı (2010-2025)
Alfa Kuşağı’nı 2025 yılından itibaren Beta Kuşağı, akabinde de Gama ve Delta kuşakları takip edecek. Bugün hayatta olmayan iki kuşak ise; Hayal Kırıklığına Uğramış Kayıp Kuşak (1883-1900) ve Buhran Dönemi Büyük Nesil Kuşağı’dır (1901-1924). Bu iki kuşağın tanımlamasında daha çok Amerika koşullarının esas alındığını hatırlatmakta fayda var. (2)
Birbirinden farklı bu kuşakları kendi içerisinde birbirine benzer yönleriyle gruplandırmak da mümkündür (3):
– Geleneksel Kuşaklar (Hayal Kırıklığına Uğramış Kayıp Kuşak, Sessiz Kuşak, Bebek Patlaması Kuşağı)
– Geçiş Kuşakları (X Kuşağı, Y Kuşağı)
– Modern-Küresel Kuşaklar (Z Kuşağı ve Alfa Kuşağı)
Kuşak sınıflandırması her ne kadar Batı normları esas alınarak yapılmış olsa da dünya geneli için belirleyici unsurlar barındırır. Bundan dolayı her kuşak için tek tip ortak bir tanımlama yapmak oldukça zor. O nedenle de hem ülkeler arası hem de ülke içi farklı sosyal yapılardan dolayı bu tanımlamaları da oldukça genel yapmak durumundayız. Daha sağlıklı bir değerlendirme için bu kuşakları her toplum ve ülkeye göre özel-özet olarak ele almak daha uygun olur.
Hayattaki Kuşaklar
1- Sessiz Kuşak (1925-1945)
1925-1945 yılları arasında doğan ve bugün çoğu hayatının son demlerini yaşayan Sessiz Kuşak, daha çok ‘otoriteye saygılı’ bir nesil olarak biliniyor. Sessiz Kuşak, yaşadığı dönemin şartlarından dolayı (Büyük Buhran’dan İkinci Dünya Savaşı’na kadar) yoksulluk, kıtlık, işsizlik, ekonomik sıkıntılar görmüş ve bu nedenle doğum oranları bir hayli düşmüş bir nesildir. Hâlihazırda son demini-emeklilik dönemini geçiren bu kuşak bugünkü iş koşullarının temelini de atan bir jenerasyondur. Sessiz Kuşak, sabırlı, mücadeleci, uyumlu, işbirliğine yatkındır. Ayrıca gelenekçi olmaları hasebiyle saygılı, otoriter, itaatkâr, mütereddit bir yapıları vardır.
2- Bebek Patlaması Kuşağı (1946-1964)
Bu kuşak, ‘duygusal ve geleneklerine önem veren’ yönüyle ön plana çıkar. Ayrıca kültürel değerlere bağlı, kanaatkâr, sadakatli, otoriteye bağlı, işkolik, kendine yeten bir kuşaktır. Bebek Patlaması denmesinin sebebi; Sessiz Kuşak döneminde yaşanan savaşlardan ötürü bir hayli azalan nüfus nedeniyle İkinci Dünya Savaşından sonra bebek doğum oranlarında ciddi bir artış yaşanmış olmasındandır. (Bu dönemde yaklaşık 1 milyar bebek dünyaya gelmiştir.)
3- X Kuşağı (1965-1980)
X Kuşağı ekseriyetle Sessiz ve Bebek Patlaması Kuşaklarının çocuklarıdır. Hâlihazırda orta yaşlı ve yaşlı kesimi (45-60) kapsayan X Kuşağı, daha çok ‘mücadele’ yönüyle dikkatleri çeken bir nesildir. İnternetin ilk ortaya çıktığı, renkli televizyonla ilk karşılaşan ve kaset, CD, plak, mp3’ü gören bir kuşaktır.
Yaşadığı dönemin ekonomik krizleri sebebiyle işkoliktir. Sosyal hadiselere karşı duyarlı, ülke ve dünya gündemiyle yakından ilgilidir. Dünyanın hızlı değişimine tanıklık etmiş/etmekte olan bir geçiş kuşağıdır aynı zamanda. Bu nedenle birçoğu hayatında savrulmalar yaşamış kayıp bir kuşaktır.
4- Y Kuşağı (1981-1996)
Y Kuşağı ‘yetişkin’ bir kuşak olup ‘eğlenceli, yaratıcı ve zeki’ bir yapıları vardır. Alfa Kuşağı’nın ebeveyni olan Y Kuşağı çok fazla kültürel çeşitlilik barındırır ve sosyoekonomik durumları önceki kuşaklara göre daha iyidir. Eskiye oranla daha modern ve daha az........
© Perspektif
