Okul Nasıl? Türkiye’de Eğitimin Gerçek Nabzı
Çocuklara hep sorduğumuz ve çoğu zaman “iyi” cevabını aldığımız o “meşhur” soru. Sahi, “Okul nasıl?” Bu sorunun yanıtı, yalnızca müfredat ya da sınav başarısında değil, okulun içindeki iyi uygulamaların ne kadar paylaşıldığında gizli. Eğitimde iyi uygulama örneklerini incelemek, öğretmenlerin kendi sınıfının sınırlarını aşarak başka okullarda neler yapıldığını görmesini sağlar; meslektaş dayanışmasının, yeniliğin ve karşılıklı öğrenmenin kapısını aralar.
- MENEKŞE TOKYAY
- 1 Kasım 2025
TÜSİAD ve Eğitim Reformu Girişimi’nin birlikte hazırladığı ve Türkiye’deki eğitim harcamalarına dair “Geleceğin Dünyasına Hazırlanırken Eğitim Bütçesi: Türkiye’de Eğitim Harcamaları” başlıklı Rapor, kısa süre önce kamuoyuyla paylaşıldı.
Türkiye’de eğitim harcamalarını uluslararası normlarla, uluslararası düzeyde, seçilmiş ülkelerle karşılaştırmalı olarak inceleyen rapor, çocukların iyi olma hâlini güvence altına alan, kapsayıcı ve güçlü bir eğitim sistemi için eğitim bütçesine yönelik önerilerde bulunuyor.
2022 verilerine göre, toplam kamu harcamaları içinde eğitime ayrılan bütçe, % 10,6 ile UNESCO’nun önerdiği % 15-20 bandının hayli gerisinde.
Bir Devle Bir Cücenin Aynı Yolda Yürüdüğü Ülke
Ülkelerin demografik fırsat penceresi açık olduğu sürece, gelişmiş ülke statüsüne geçişi
hızlandıracak en etkin yollardan birinin eğitim olduğunun her fırsatta belirtildiği raporda, 2026 yılında eğitime ayrılan kamu kaynaklarının uluslararası eşik değerlere ulaşılmasının önceliklendirilmesi gereği vurgulanıyor. Ayrıca okulöncesi eğitimin yaygınlaştırılması, bu alana yeterli kaynak ayrılması ve sosyoekonomik eşitsizliklerin azaltılmasına yönelik müdahalelerin artırılması öneriliyor.
Bir diğer deyişle, “maliyet-etkin akıllı yatırımlar” önceliklendirilmeli, dezavantajlı çocukların akranlarıyla eşit koşullarda eğitime başlamaları için yeterli kaynak ayrılmalı. Tıpkı Jean-Jacques Rousseau’nun İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı kitabında belirttiği gibi: “Bir dev ile bir cüce aynı yolda yürüseler her ikisinin atacağı her yeni adım deve yeni bir üstünlük sağlayacaktır.” Nitelikli kamusal eğitime yapılacak her bir yatırım, işte bu sosyoekonomik eşitsizliklerin yönetilmesinde çok önemli bir katkı sunuyor.
Raporda öğrenciye beslenme, ulaşım, burs gibi doğrudan desteklerin artırılması, bütçe sürecinde eğitim paydaşlarının geniş katılımının sağlanması da getirilen öneriler arasında… Anımsarsak, Türkiye’den son PISA araştırmasına katılan her üç öğrenciden biri kahvaltı yapmadan okula gittiğini belirtirken, her beş çocuktan biri ise parası olmadığı için son bir ay içinde en az bir gün yemek yiyemediğini ifade ediyor. Türkiye’de eğitime ayrılacak kamu kaynaklarının öncelikli ihtiyaçlar doğrultusunda, hak temelli bir şekilde planlanması şart.
TÜSİAD ve ERG’ye göre ancak bu koşullar sağlandığında, “Türkiye’nin, çocukların iyi olma hâlini güvence altına alan, kapsayıcı, dayanıklı ve geleceğe her açıdan hazır bir eğitim sistemiyle belirlediği hedeflere güçlü adımlarla ilerlemesi mümkün olacak”.
“Okul Nasıl?” Sorusuna Gerçek Yanıt: Paylaşan Öğretmenler
Rapordaki bu kıymetli bulguların ve önerilerin yankıları sürerken, bu yıl Sabancı Üniversitesi bünyesinde uzun zamandır çok kıymetli çalışmalar yürüten Eğitim Reformu Girişimi’nin 18 Ekim günü düzenlediği 20. Eğitimde İyi Örnekler Konferansı’nda (İÖK), “Okul nasıl?” sorusuna yanıt aramak için eğitimin farklı paydaşları........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein