menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Dizi Oyuncuları Vitrin Mankeni mi?

12 1
24.10.2025

Engin Akyürek, Serenay Sarıkaya, Aslı Enver, Hande Erçel, Barış Arduç, Kenan İmirzalıoğlu, Kerem Bürsin, Halit Ergenç… Ve daha niceleri. Ulusal kanaldan kaçsanız bile platformda yine aynı yüzlere tutuluyorsunuz.

Bir şey dikkatimi çekti: Bu insanları izlerken artık oyunculuk değil poz izliyorum. Her biri birer “görsel varlık” olarak sahnede, performans değil imaj kasıyorlar. Seyirciye “ah ne kadar güzel, ne kadar yakışıklı, kolundaki saate bak, boynundaki mücevhere bak” dedirtme uğraşı var. Artık bu bölüm başına milyonlar kazananlar oyuncu değil, vitrin mankeni. O hâlde bu her bölümü 25 milyona çıkan dizilere gerek yok, defile yapsınlar.

Oyunculuğu İmaja Hapsetmek

Walter Benjamin “aura”yı, sanat eserinin tekil ve özgün varlığı olarak tanımlamıştı. Bugün bu kavram tersine çevrildi: Aura artık üretimden değil, tüketimden besleniyor.

Uluslararası literatürde “aura farming” diye geçen bu fenomeni ben “ışıltı üretimi” olarak adlandırıyorum; çünkü bugün ekranın arkasında işleyen şey sanatın değil, görünürlüğün üretim süreci. Ekran artık hikâye anlatmak için değil, ışıldamak için dönüyor. Oyuncular rol yapmıyor, kendi imajlarının enerjisini korumak için sürekli parlıyorlar; bir tür kendini sömürme döngüsünde, kendi yüzlerinin tarım işçisine dönüşüyorlar.

Benjamin’in “aura” dediği o eşsiz, tekil, özgün sanat varlığı çoktan yok olmuş durumda; bugün onun yerinde, teknik çoğaltma çağının ötesine geçen bir “yapay büyü” var. Yine Benjamin aura’nın yeniden üretilemeyeceğini söylüyordu ama dijital çağ, tam tersini kanıtlıyor: artık aura üretiliyor, yapay olarak, filtrelerle, PR kampanyalarıyla, trend müziklerle, moda markalarıyla. Bu yeni çağda aura, sanat eserinden değil, kendini gösterme ritüelinden doğuyor. Her paylaşım, her fragman, her sahne bir parıltı ritüeline........

© Öteki Sinema