menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Trump ‘çılgın’ değil: Kapitalizmin kara kutusu

21 1
10.08.2025

Sadece Türkiye’de değil dünyada da Trump konusunda bitmeyen bir tartışma var. Körlerin elleriyle bir tarafından tuttukları fili tarif etmeleri gibi. Kimi kuyruğunu, kimi hortumunu, kimi de bacağını anlatıyor. Oysa Trump, lideri bulunduğu akımla birlikte içinden çıktığı Cumhuriyetçi Parti’nin sembolü olan filin kuyruğuyla, hortumuyla, 4 bacağıyla ta kendisi.

Trump hakkında olayları yüzeysel bir şekilde izleyen birçoklarının kanısı ise onun dengesiz, bir dediği diğerini tutmayan çılgın biri olduğu yönünde. Elbette ABD gibi büyük bir devletin başında böyle birinin bulunabileceğini düşünmek bile pek mantıklı sayılmaz. Donald John Trump’ın bizzat kendisinin konuşmalarında zaman zaman bazı tutarsızlıklar görülse de arkasında uzun vadeli, derin ve etraflı düşünen bir mekanizma bulunduğuna kuşku yok.

TRUMP DEDİKLERİNİ YAPIYOR

Nitekim Trump kim ne derse desin programında öngördüğü birçok konuda şimdiden başarılar sağladı. NATO’daki müttefiklerini silah harcamalarını artırmaya ikna etti, AB ile  gümrük tarifesi öngören anlaşmayı imzaladı, ülkesine önemli boyutlarda yatırım çekmeyi başardı, dünyanın çeşitli yerlerinde aktif ve sözünü dinleten bir çizgi izledi. Son olarak da Ermenistan’la Azerbaycan’ı barıştırdı.

Trump tartışmaları ilk zamanlar özellikle Batı medyasında onun başarılı olup olmayacağı etrafında dönüyordu. O konu kapanmış görünüyor. Şimdi çoğu “Bizans tartışması” sevenlerden oluşan bir grup uzman ABD Başkanı’nı içine sokacakları bir kategori bulmak peşindeler. Kimileri “Trump faşisttir” deyip ekliyorlar: “tıpkı Mussolini gibi şiddet kullandı, 2020’deki Kongre Binası baskını bunun örneği”. Başkaları ise “hayır Trump rejimi faşizm olamaz, Macaristan’daki Orban rejimi gibi ‘illiberal demokrasidir” demekteler. Daha “geniş” ya da afaki düşünenler Silikon vadisi zenginleri etrafında oluşacak bir “tekno feodalizmden” söz etmekteler. Bence bunların hepsi gerçeğin sadece bazı kısımlarına işaret ediyor. Tam da körlerin fil tarifi gibi.

YENİ DÖNEM BAŞLATTI AMA SİSTEM DEĞİŞMEDİ

Basit gerçek 7 Ağustos 2025 tarihinde gece yarısını bir geçe yeni ABD gümrük tarifelerinin yürürlüğe girmesiyle Donald Trump'ın dünyada yeni bir ticaret düzeni başlatmış olmasıdır. Dünyanın en güçlü devleti Ocak ayında ithal mallara uygulanan ortalama %2'lik vergiyi bugün ,3'e çıkararak onlarca yıllık serbest ticaretten resmen kopmuştur. Daha önce de birçok dönemde uygulanmış olan korumacılığa dönülmüştür. Ancak bu kopuş elbette bir sistem değişikliği değil kapitalist sistem içinde ticaret rejiminin ABD çıkarlarına göre yeniden ayarlanmasıdır. Kısacası, Trumpçılık kapitalizmin dönem dönem ön plana çıkıp bazen geri plana atılan bir versiyonundan başka bir şey değil.

Trump’ın gümrük tarifeleri ekonomik olmaktan çok politik gibi görünüyor. Donald Trump, dünyadaki ülkelerin çoğuna karşılığında misilleme olmadan yüksek vergiler uygulamayı başardı. Hatta birçoğu faturayı azaltmak için ABD'ye yatırım yapmayı taahhüt etti. Örneğin AB, önümüzdeki üç yıl içinde ABD'ye 600 milyar dolarlık yatırım ve 750 milyar dolarlık enerji alımı sözü verdi. Donald Trump ve destekçilerinin zafer ilan etmelerine olanak tanıyan sembolik bir teslimiyetti bu.

Birçoklarının Trump’ı anlayamamasının asıl nedeni kapitalizmle onun liberal versiyonunu karıştırıyor olmaları. Sanıyorlar ki Trump kapitalizme çok ters düşen işler yapıyor. Oysa serbest ticarete dayalı bir dünya sistemi, malların, sermayenin ve iş gücünün serbest dolaşımı kapitalizmin olmazsa olmaz bir koşulu değil sadece dönemsel bir uygulama biçimidir. 2010’lara kadar devam eden bu tarz kapitalizm daha sonra anlaşılıyor ki patinaj yapmaya başlamıştır.........

© OdaTV