Netflix'in 'Tuğla'sı gerçek olabilir mi...
Netflix’in yeni distopik gerilim filmi “Tuğla” (Brick), 10 Temmuz’da izleyiciyle buluştu. Yönetmenliğini Philip Koch’un üstlendiği Alman yapımı film, kapı ve pencereleri aniden tuğlalarla örülen bir apartmanda uyanan bir çiftin hayatta kalma mücadelesini anlatıyor. Bilimkurgu ve psikolojik gerilimin sınırlarında gezinen Tuğla yalnızca fiziksel değil, duygusal ve zihinsel bir sıkışmışlık deneyimi sunarak izleyiciyi kapalı sistemler, teknolojik izolasyon ve insan zekasının sınırları üzerine de düşündürüyor.
Kuşatılmış dünya, sıkıştırılmış insanlık
Tuğla merkezine, birbirlerinden ayrılmanın eşiğinde olan Olivia (Ruby O. Fee) ve Tim’i (Matthias Schweighöfer) alıyor. Sabahın altısında eşyalarını toplayarak evden gitmeye hazırlanan Olivia, kapıyı açtığında siyah tuğlalar ile örülmüş bir manzara ile karşılaşıyor. İlk etapta bunu, Tim’in bir oyunu olduğunu zannetse de aslında bir labirentin içinde olduklarını ve burada yalnız olmadıklarını anlamaları fazla vakit almıyor.
Bir taraftan telefon şebekesi yok, sular da akmıyor. Orada yapayalnız ölümü beklemek yerine binanın dışına çıkmak için çözümler aramaya başlıyorlar. Önce matkapla tuğlaları delmeye çalışıyorlar ama bu imkansız! Tuğlalar farklı bir teknoloji ile yapılmış, manyetik bir çekim ve itim gücüne sahip. Sonra yan daireye bir delik açmayı deniyorlar ve oradaki Airbnb kiracısı çift ile tanışıyorlar. Biraz olaylı bir karşılaşmanın........
© OdaTV
