menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ekrandaki sessiz devrimler

9 0
06.04.2025

Boykot…

Kimi zaman bağırmak, kimi zaman susmak…. Bazen yürümek, bazen sadece durmak…

Boykot denilen şey tam da orada başlıyor. Yapmamanın seçildiği bir yerde.

Sinema ve televizyon dünyası da bu sessiz direnişin gücünü anlatan unutulmaz sahnelerle dolu.

Mesela Özgürlük Yürüyüşü ismiyle Türkçe’ye çevrilen, yönetmeliğini Ava Du’Vernay’ın üstlendiği 2014 yapımı Selma filminde, Amerikan sivil haklar mücadelesinin kalbine yolculuk ederiz. 1955 yılında geçen hikayede Rosa Parks’ın, siyahi olması sebebiyle otobüsün arka tarafında oturmaya zorlanmasıyla başlayan tepki bir kıvılcıma dönüşür ve dalga dalga yayılır. Binlerce insan otobüse binmeyip yürümeyi seçer. Genç, yaşlı demeden herkes işe, okula, pazara kilometrelerce yürür. Bu sessiz kararlılık aylarca sürer. Hiçbir şey yapmamayı seçen halk, sistemi içten içe kuvvetli biçimde titreşir. Sonunda Selma'dan Montgomery'ye uzanan destansı yürüyüş, Başkan Johnson'ın 1965 Oy Hakları Yasası'nı imzalamasıyla sonuçlanır ve sivil halk hareketinin en önemli zaferlerinden biri olarak tarihe geçer.

Peter Morgan tarafından kaleme alınan ve İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in saltanatını konu alan The Crown’un 4. sezonunda ise 1980’in politik fırtınalarına gideriz. Güney Afrika’da ırksal ayrımcılığı savunan Apartheid rejimine karşı boykot bu sefer spordan gelir. Beyaz üstünlüğünü savunan bir rejimin uluslararası alanda görünürlük kazanmasına sessiz kalan her ülke, aslında o sisteme dolaylı bir meşruiyet........

© OdaTV