Dile kolay, tam 30 yıl geçmiş.

Frank Darabont’un, Stephen King’in kısa romanından sinemaya uyarladığı Esaretin Bedeli (The Shawshank Redemption) Türkiye’de ilk kez 1995 yılının, yine böyle bir Mart ayında gösterime girdi. Yapım, sessiz sedasız izleyici karşısına çıktığı o dönemde aslında o kadar da başarı göstermedi. Hatta maliyetini bile gişede tam anlamıyla karşılayamadığı gibi, 7 dalda aday gösterildiği Oscar’dan eli boş döndü.

Ama sonra...

Tim Robbins’in hayat verdiği başkahraman Andy Dufresne gibi sakince, adım adım tırmandı merdivenleri. Gerçek kitlesine ise sinema salonlarından değil, VHS, DVD ve Blu-Ray üzerinden ulaştı. 1999’da The Wall Street Journal, “Shawshank Dalgası” hakkında bir makale yayımladığında yapım, Internet Movie Database’in dünya çapındaki “En İyi 250 Film” oylamasında ilk sıradaydı. Bugün ise hâlâ 9.3 ortalamasıyla IMDB’nin zirvesinde yer alıyor.

Peki, nedir Esaretin Bedeli'ni bu kadar özel yapan şey?

Yapımın merkezinde 1940’ların sonunda, karısını ve onun sevgilisini öldürmekle suçlanan ama........

© OdaTV