menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Fenerbahçe'nin Devlet Bahçeli'si Mourinho

68 0
21.08.2025

On iki yıl… Bir insan ömründe, delikanlılıktan babalığa, öğrencilikten ekmek parasına uzanan koca bir zaman dilimi. Kadıköy’de on iki yıldır çalmayan bir ezgi vardı: Şampiyonlar Ligi müziği. Dün gece o ezgi bir caminin minaresinden yankılanan akşam ezanı gibi semayı doldurdu.

Tribünde oturan binlerce taraftar için bu, bir futbol maçından fazlasıydı. Onlar için bu müzik, yoksulluktan çıkıp bir bayram sofrasına oturmak gibiydi.

Ama sahadaki Fenerbahçe, tribünlerin yüreğinden yükselen o bayram sevincini taşımadı. Çünkü heyecanını kaybeden Fenerbahçe değildi; Mourinho’nun zihninde kurduğu katı mahkeme, bu coşkuyu çoktan hüküm giymiş bir suçlu gibi susturdu.

♦♦♦♦♦

Mourinho’nun kitabı basit: Bir takım, 90 dakika boyunca oyunun tek hakimi olamaz. Ona göre futbol, saat gibi işler; her yarıda 15-20 dakikalık anlarda vites yükseltmek yeterlidir. Bu akıl, kaleyi korumaya, oyunu öldürmeye, golü sadece zorunlu anlarda aramaya programlı.

Pragmatizmi öyle katıdır ki, bir maçı şutsuz tamamlamayı bile erdem sayar. İşte bu yüzden, Kadıköy’ün büyük coşkusunu küçük parçalara böldü, geriye ruhu eksik bir oyun bıraktı. Başarıya ulaştığında bu soğuk plan alkışlanır; başarısız olduğunda ise o planın sahibi tarihin tozlu raflarına bırakılır.

♦♦♦♦♦

71. dakikada Benfica 10 kişi kalınca, Kadıköy’ün aklı hemen başka bir yaraya gitti: Göztepe maçı.

O gün de rakip 10 kişi kalmış, Fenerbahçe akan oyunda kaleyi bulamamıştı. Dün gece tribün, bu defa kendi sahasında, kendi taraftarıyla bu fırsatın altın bir anahtar........

© Nefes