menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Şifreler

10 15
17.04.2025

Uzunca bir süredir evin kapısından çıkmamıştım. Nihayet uzaklardan gelen bir çağrı, 56 yıl önce ilk kez tanıştığım bir gurup sınıf arkadaşımla tekrar buluşmamızı sağladı, küçük bir Ege turunda hasret gidermemize vesile oldu. Bizler anılarda tekrar buluşurken günlük gelişmeler konusunda biraz tembelliğime de neden oldu. Okurlarımın beni anlayışla karşılayacaklarını umut ediyorum.

Bu yazımın başlığını seçerken iki önemli olduğunu varsaydığım olguya dayandım.

Öncelikle doğal olarak son dönemlerdeki hepimizin takıntısı hale gelen ABD Başkanı Trump’ın verdiği bir mesaj. İsrail Başbakanı Netanyahu’yu makamında ağırlayan Trump, herkese açık ikili görüşmesinde, “ben Türkiye ile aranızı makul olmanız kaydıyla bulurum!” mealinde sözcükler sarf etti. Doğal olarak “İsrail ile Türkiye arasında bir gerginlik mi var?”, “Kim makul olacak?” soruları ile karşı karşıya geldik.

Trump’ın önümüzdeki iki ay içinde ABD ordularını Suriye’den çekme isteğini biliyoruz. Netanyahu bunu istemiyor, ABD’nin mümkün olan en uzun vadede Suriye’de kalıcı olmasını arzu ediyor. Aksi takdirde İsrail’in beklentilerinin aksine Türkiye’nin Suriye’de esas belirleyici rolü üstlenmesinden endişe duyuyor. Böylesi bir durumun bölgede hiç istemediği bir Türkiye-İsrail çatışmasına yol açmasından endişe duyuyor. Kaldı ki Suriye topraklarında Türkiye’nin kurmak istediği üs ile ilgili olarak bir ön çatışmanın izlerini de gördük.

Peki Trump’ın şifreli mesajı neydi?

Galiba “Türkiye ile sıcak çatışmaya girmekten kaçın, Türkiye benim sözümü dinler, rahip Brunson sorununu nasıl çözdüysem, bölgedeki sorunları da çözerim. Ben bölgeden ayrılacağım!” Benim şimdilik Trump’ın şifresinden anladığım bu şekilde. Doğal olarak Fırat’ın doğusunda nasıl bir oluşum olacağı, Türkiye’nin bu oluşumla ne tür bir ilişki kuracağı ve nihayet içeride........

© Muhalif