menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sağlık sistemimiz hakkında birkaç algı

24 7
29.05.2025

Aslında yaşadıklarımı çoğunluğu ilgilendiren bir durum değilse kaleme almaktan kaçınırım. Ama şu sıralarda yaşadıklarımın pek çok insanımız için ilgi alanlarını oluşturduğu düşüncesi ile bu yazıyı kaleme alıyorum.

2024 yılının son ayları benim için pek iyi geçmedi. 2024 Aralık ayında geçirdiğim ikinci zatürrenin yarattığı nefes darlığının etkisi ile kendimi evime en yakın özel hastanenin acil servisinde buldum. Nefes darlığı daha sonra öğrendiğim kadarı ile geçirdiğim ufak bir kalp krizi ile tetiklenmiş. İki gün üst üste iki anjiyo, takılan bir stent, temizlenen bir stent, vs.

Bu işlemlerin ardından kontrol için gittiğim doktorum bana acı haberi verdi. Kalp pili taktırtmalıymışım. “Kaçarım var mı?” diye sordum. “Yok!” cevabını aldım. Emin olun korktuğumdan değil, hastane psikolojisi yaşamaktan bıktığımdan üzüldüm.

Olası ölümcül bir kalp krizini önlemek için bu operasyonu yaptırtma kararı alınca her makul düşünce sahibi vatandaş gibi en iyi doktor, en doğru hastane ve en doğru maliyet araştırmasına eşim ile birlikte geçtik.

Tabi, ilk akla gelen beni kontrol altında tutan doktorlarımın çalıştığı özel hastane oldu. En azından bugüne kadar beni yaşatmış, operasyonların ardından kaldırıldığım yoğun bakım servisinde mükemmele yakın bir otel servisi almıştım.

Ancak sorun mütevazi bir gelir seviyesine mahkum emekli öğretim üyesi bendenizin maliyet sorgulaması ile ortaya çıktı. Bu operasyon kaça mal olur diye sorduğumuzda, tavan fiyat 600 bin TL’den açıldı. Daha neler diye itirazımız sonucunda, 400 bin TL’ye çekebildik. Doktorlarımız devreye girdiğinde 175 bin TL’de taban fiyata eriştik.

Boynumuzu büküp kader böyleymiş, yapılacak bir şey yok diye sızlanmaya........

© Muhalif