menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

KUR’AN’A ARZ MESELESİ

10 0
12.03.2025

Geçen haftaki yazımız, bazı yanlış anlaşılmalara neden oldu sanırım. Ya okuyucu anlatmak istediğimizi anlayamadı, ya da biz kendimizi doğru ifade edemedik. Ben ikinci şıkkı, yani kendimi doğru ifade edemediğimi varsayarak ufak bir düzeltme yapmak istiyorum inşallah.

Meal okunmasın, Kur’an anlaşılmasın gibi bir yaklaşım içinde değiliz, böyle bir yaklaşımın da doğru olmadığını hassaten belirtmek isterim. Zira hesaba çekileceğimiz kitap, Kur’an’dır ve her mümin gücü, anlayışı, kapasitesi oranında anlamaya, kavramaya, anlayıp kavrayamadığı yerleri bilenlere sorup öğrenmeye ve amel etmeye mecburdur. Kur’an’ın anlaşılamayacağına, anlaşılır olmadığına dair yaklaşımlar yanlıştır.

Bunları ifade ettikten sonra değinmek istediğimiz, “Her şeyin Kur’an’a arz edilmesi gerektiği” meselesine gelelim. Aslında bu ifade modern bir söylemdir, lakin üretildiği dönem itibarıyla haklılık payı da vardır. Malum olduğu üzere, modernleşmenin dayattığı yenidünya görüşü, değişen şartlar, oryantalist saldırılar karşısında Müslüman entelektüellerin felsefi anlamda sıkışmışlığı, onları yeni bir kurtuluş düşüncesi üretmeye itti. Bu da, “Kaynaklara dönüş, her şeyi Kur’an’a arz etmek ve Asr-ı Saadete gitmek”ti. Bunun adına süreç içerisinde “İslamcılık” denildi. Bu kavram ise ayrıca tartışılacak bir meseledir.

Bir kurtuluş düşüncesi olarak ortaya çıkan bu yeni söylem, Müslüman toplumlar içinde asırlardan beri süre gelen her ne varsa, hepsinin yeniden değerlendirilip yorumlanmasını icbar etti.

Kur’an’a arz edilenlerin başında, oryantalizmin etkisiyle de, ilk başta Hadisler ve hadis külliyatı geldi. “Peygamber Kur’an’a aykırı bir şey söylemez” denildi. El-Hak doğrudur. Allah’ın Resulünün (sav), kendisine inzal edilen vahye aykırı bir şey........

© Mir'at Haber